sitene türk bayrağı 
www.siirlerinefendisi.tr.gg
   
  KALP GÖZÜ
  Çocuklara Kur’anı Kerim’i öğretmek
 





 

 
Çocuklara Kur’anı Kerim’i öğretmek
 
Bu ayet-i kerime inince Hz. Ömer (R.A.) Resûlullah (S.A.V.) Efendimize şöyle sordu:

- Ya Resûlellah! Kendimizi korumaya çalışıyoruz, ya aile halkını nasıl koruyalım? Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:

-"ALLAH'ın sizi menettiği şeylerden onları men edin; ALLAH'ın size emrettiği şeyleri onlara emredin."3 Meselâ, sabah namazına önce siz kalkacaksınız. Sonra eşinizi ve çocuklarınızı kaldıracaksınız.

İşte, herkesten ve özellikle öğrencilerimizden yaz tatilini fırsat bilerek öğrenmelerini istediğimiz Kur'ân-ı Kerîm'den mahrum olmak, hiçbir mahrumiyete benzemez. Bu, telâfisi mümkün olmayan bir kayıptır. Nasıl ki, yabancı dil ve okul derslerinden başarılı olabilmek için yüksek paralar ödüyor, dersane dersane, öğretmen öğretmen dolaşıyorsak; Kur'ân-ı Kerîm'in de öğrenip anlaşılmasına büyük önem vermeliyiz.

• Kur'an-ı Kerim'le Tam Buluşma Zamanı

ALLAH'ın yüce kelâmını öğrenmek ve Kur'ân-ı Kerîm ilimleri ile meşgul olmak için önümüzde güzel bir fırsat var. Yaz tatili. Bugünün dünyasında Kur'ân-ı Kerîm'e ulaşabilmek hiç de zor değil. Camilerimizde hocalarımız okutuyor. VCD, kaset, elif-ba'lar, kitap gibi pek çok öğrenme materyali mevcut. Bazı TV kanalları her gün Kur'ân-ı Kerîm kıraatı yayınlıyorlar. Eğer spor, müzik, yabancı dil öğrenimi gibi konulara ayırdığımız vakitler gibi; Kur'ân-ı Kerîm öğrenimini de ciddiye alır, vakit ayırırsak, Kur'ân-ı Kerîm ile buluşmak, öğrenmek hiç de zor olmayacaktır.

Burada, Kur'ân-ı Kerîm öğreticisi hocalarımıza da bir hatırlatma yapmak istiyorum. Kur'ân-ı Kerîm öğreterek "en hayırlılar" içinde yer almaya devam etmek onlar için de bir fırsat. Kur'ân-ı Kerîm öğrenmek için gelenlere gösterecekleri şefkat ve güzel muamele sayesinde Kur'ân-ı Kerîm'in mesajını daha çok kişiye ulaştırmaya vesile olabilirler. Böyle bir şerefe ulaşmak her insana nasip olmaz. Hatta, her Kur'an-ı Kerim bilen, bir yakınına, bir komşusuna Kur'ân-ı Kerîm öğretebilmek için çırpınmalı. Her ev bir Kur'ân-ı Kerîm okulu haline gelmeli. Kur'ân-ı Kerîm hayatımıza girmeli. Hayatımıza renk, içimize ferahlık katmalı.

• Kur'ân-ı Kerîm öğrenmemenin hiç bir bahanesi yok.

Bu konuda hiç bir kimsenin bir bahane bulmaya hakkı yok. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün camilerde "yaz kursları" başlatmış bulunmaktadır. Hocalarımızın da bu konuda duyarlı davranıp fedakârlık yapacaklarına inanıyorum. Çocuklarımızın bu "yaz kursları"na gönderilmesi büyük bir imkândır.

Bu itibarla çocuklarımızın gönüllerini ve hayatlarını Kur'ân-ı Kerîm'le aydınlatmak durumundayız. Çocuklarımızı Kur'ân-ı Kerîm'le buluşturmanın daraldığı zaman ve ortamlarda, her evin Kur'ân-ı Kerîm mektebi haline getirilmesi ve çocukların ilk mektep ve ilk mabed sayılan kendi yuvalarında Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenmeleri gerekir. Çocuklarımızı kesinlikle ihmal etmeyelim. Çünkü bu konudaki ihmalin faturasının çok ağır olacağını bilelim. Teyp ve video kasetleri, VCD'ler, elektronik cihazlar, hatta internetten de faydalanarak Kur'ân-ı Kerîm öğrenmemiz mümkün... Yeter ki, bu işi ciddiye alalım ve öğrenmeye karar verelim. Çünkü kıyamet gününde Kur'an-ı Kerim'i niçin öğrenmedin? Çocuğuna niçin öğretmedin? diye sorulunca, ne cevab vereceğiz? Geçerli bir mazeretimiz olacak mı? Kesinlikle olmayacaktır. Ona göre..

Bir sohbetimizde bu konudan yani Kur'an-ı Kerim'i öğrenmek ve eşimize-çocuklarımıza öğretmekten bahsederken, dinleyenlerden biri:

- "Hocam! Ne yapalım! Anne-babamız bize öğretmemiş, ALLAH onlardan sorsun" deyince:

- "Böyle söyleme! ALLAH afetsin, de! Öğrenmeğe çalış" demiştim. O ise, aynı düşüncesini sürdürünce, kendisine:

- Neyle meşgul oluyorsun, ne iş yaparsın? Diye sordum.

- Ağır vasıta şoförüyüm. Bir nakliye şirketinde çalışıyorum. Kamyon-tır vesaire kullanıyorum, diye cevab verdi. Kendisine:

- Peki! Bunları yani ağır vasıta şoförlüğünü, kamyon-tır vesaire kullanmasını sana kim öğretti? Annen-baban mı öğretti? Diye sordum. Şaşırır gibi oldu. Böyle bir soru beklemediği halinden belliydi.

- Hayır, annem-babam öğretmedi, ben kendim öğrendim! Dedi. Ben de ona:

- Peki! Ağır vasıta şoförlüğünü, kamyon-tır vesaire kullanmasını kendin öğrendiğin gibi, Kur'an-ı Kerim'i neden kendin öğrenmedin? Diye sordum. Bir cevab veremedi. Sadece:

- Eh, işte! Demekle yetindi. Nasıl iyi demiş miyim?

Evet! Muhteremler! Annemiz-babamız şu veya bu sebeble bize Kur'an-ı Kerim'i, dini bilgileri öğretmemiş, buna imkan bulamamış olabilirler. Peki bu imkanlarla biz öğrensek, ne olur? Elbette çok güzel olur. Hem kendimizi, hem de onları büyük bir vebalden kurtarmış oluruz.

 
 

SEVGİLİ PEYGAMBER EFENDİMİZ(s.a.s.)BUYURUYORLAR:


"ÇOCUKLARINIZI ÇOK ÖPÜN.ÇÜNKÜ HER ÖPÜCÜK İÇİN SİZE CENNET'TE BİR DERECE VERİLİR Kİ,İKİ DERECE ARASINDA BEŞ YÜZ SENELİK MESAFE VARDIR.MELEKLER ÖPÜCÜKLERİNİZİ SAYARLAR VE SİZİN DEFTERLERİNİZE SEVAP YAZARLAR ."

AYRICA ÇOCUKLARA KARŞI MERHAMETLİ OLMANIN SEVABI HAKKINDA DA CİHAN SERVERİ( s.a.s.) ŞÖYLE BUYURUYOLAR:

"ÇOCUKLARI HAKKIYLA SEVMEK VE ONLARI KORUMAK,CEHENNEMDEN KURTULUŞA VESİLEDİR."


"KİM AĞLAYAN ÇOCUĞUNU SUSTURUNCAYA KADAR GÖNÜLLERSE,CENAB-I HAK ONA CENNET'TE MEMNUN OLACAĞI KADAR NİMET VERİR."

TEVBE VE TEVEKKÜL İLE...
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol