sitene türk bayrağı 
www.siirlerinefendisi.tr.gg
   
  KALP GÖZÜ
  GÜL kokulu Efendimiz 
 


GÜL KOKULU EFENDİMİZE

glitterroses.gif

glitterroses.gif

 

Kanayan Gül gifleri

GELİRMİSİN EY NEBİ?

Ey Nebi!
Bizi kime emanet edip gittin, öbür aleme,
Sensiz biz ne yapariz?
Bilmezmisin ki, biz sensizlikten korkariz..
Ey Nebi!
Yusufun kuyusundaki suya,
Geceye ve geceyi bürüyen gündüze,
Günese, aya ve yildizlara,
Örümcege ve güvercine,
Yüzlere serptigin bir avuc topraga,
Uhuda ve okcular tepesine,
Günde bes kere ulu yaradana acilan günahkar ellere,
Ve 1400 yil sonra
Sensizligin hasretiyle,
Gecenin bir siyahinda, seccadesinin üzerinde,
Sana aglayan bir cift göze
And olsun ki
Sensizlik hasretine dayanacak gücümüz kalmadi..
Ey Nebi!
Yalvarsak geceler boyu,
Aglasak,
Inlesek..
Tutup bütün yildizlari yollarina sersek
Ve elimizde dünyanin bütün gülleri ile
Dualarla, talal bedrularla..
Bir kez daha seni beklesek
Gelirmisin tekrar..
Gelirmisin Ey Nebi!
Zulümler ve karanliklar icinde bogulmus,
Dünyamiza yeniden bir günes gibi dogarmisin..
O sefkatli ellerinle,
Silip göz yaslarimizi
Gülmeyi coktan unutmus
Gece ve gündüz günahlari altinda ezilmis
Su bir gurup mücrimi
Su bir gurup kendini bilmezi
Su bir gurup cakir keyfi
Su bir gurup
Herseylerine ragmen
Ve ayiplarimizi yüzümüze vurmadan
Tekrar bagnina basip
Bize sultanlik bagislarmisin...

Peygamber efendimiz Muhammed(s.a.v) in aski ile yanip tutusan bir kardesimizin mektubu, sorun kendinize hangimiz bir arkadasimiza bile verdigimiz deger kadar sevgi kadar sevebiliyoruz onu .Nekadar taniyoruz ki ne kadar sevecegiz hadi bakalim kardeslerim onu tanimanin ve sevmenin zamani geldide geciyor bile sizin icin elimizden geldigi kadar sitemizde sevgili peygamber efendimiz hakkinda yer vermeye calistik. Onu sevmek ve sunnetinin izinden gitmek ne guzel huzur verecektir bizlere ,yarin mahserde onun golgesinden baska golgenin bulunmadigi o buyuk mahkemede insallah onun golgesinin altinda olanlardan oluruz ...(amin)

Kanayan Gül gifleri 

MEKTUP

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.



Esselatü vesselamü aleyke ya RASULALLAH

Esselatü vesselamü aleyke ya HABİBALLAH

Esselatü vesselamü aleyke ya Seyyidel evveline vel'ahirin,Veselamün alel mürselin.



Rahman'ın günahkar,aciz,gafil,gözü yaşlı kulundan mektup.

Sana mektup yazmak ha!..Sana seslenebilmek, Sana hasret çekemeden, Sana layıkıyla ümmet olamadan Günahlarımla seni üzerek,Yaratılan her zerrenin senin aşkınla yandığını idrak edemeden,utanmadan sıkılmadan sana mektup yazmak ha!...



Affet YA RASULLALLAH(sav). Affet sultanım. Cüretimi bağışla.


Bir gün seni özlemiş,sana olan hasretiyle yanmış tutuşmuş bir güzel kul tanıdım,yemek ikram etmişlerdi ona.Rabbim'in nimetlerine hamdederek başladı.Yüzündeki o parlaklık ne güzeldi.
Ama gözlerinin altındaki kızarıklık,alnındaki kıvrımlar, sakalındaki bembeyaz kıllar,şakaklarına yağan karlar bir şeyler haykırıyordu YA RASULLALLAH.

Ümmetinden bir kul,Rahmanın güzel bir kulu.Gülüyordu çehresi, Nur saçıyordu. Yemek yiyorduk hep beraber,çok lezzetliydi.Dudaklarında daima bir kıpırdanma vardı, yemek yerken zorlanıyor zor yutkunuyordu,dertli kul.Yüzüne her bakışımda gözlerinin daima artan ışıltısı dikkatimi çekti.Ve birden ak düşmüş sakallarına doğru iki damla gözyaşnı yolculuğa çıkardı.Ağlıyordu ihtiyar amca, gözyaşlarını saklama ihtiyacı hissediyordu.Ama gözleri coşmuştu bir kere, yemeği bırakıp yanına oturdum. Amca dedim:

-Rahatsız mısınız? Birşeyiniz mi var?

-Hayır evladım iyiyim sağol!dedi.

-Peki amca, niye ağlıyorsun?dedim.

-Peygamberimiz (sav)aklıma geldi birden. Onu düşündüm ve ağlayıverdim kusura bakma.

Gözünün yaşını sildi,Elhamdülillah dedikten sonra çekildi sofradan. Kenarda bucakta bir yere oturdu, elinin tersiyle gözlerini siliyor ve cebindeki mendilini arıyordu. Ben de kalktım sofradan yeni demlenmiş çaydan getirdim ihtiyar amcama.Çayı karıştırırken elleri titriyor ve dudakları büzülüyordu.Mendiliyle tekrar sildi gözlerini.Çayını içti ve Rabbim'in selamı ile müsaade isteyerek ayrıldı yanımızdan.
Düşünce idrakini yitirmiş bir hal içinde düşünüyordum. Adamcağız yemek yerken seni anıyor ve ağlıyordu YA RASULLALLAH(sav). Sana yakın olmanın verdiği coşkuydu gözyaşları.

Senin ümmetinden bir kul.Nasıl oluyorda seni görmeden, kokunu almadan,mübarek ellerini öpmeden sanki yanıbaşındaymışın gibi seninle yaşıyor. Ben de anlamalıydım,çözmeliydim bu sırrı....

Seni YA RASULLALLAH(sav) evet seni tanımam,bilmem gerekiyordu. Ashab!ı Kiram efendilerimizin hayatından başladım işe. Onların hayatlarını okuyarak sana ulaşmalıydım YA RASULLALLAH (sav), okudum. Ebu Bekir Sıddık ,Ali bin Ebu Talip,Hz. Ömer Hz. Osman,Hz. Talha,Hz. Bilal,Sad bin Ebi Vakkas,Hz. Hamza,Abdullah bin Revaha,Ebu Hureyre,Muaz bin Cebel...

Hepsini okudum YA RASULLALLAH(sav).

Şimdi seni okuyorum. Halık'ı zül celal Rabbim'in sevgilisi,biricik kulu.Senin nurunun hürmetine varolan ben seni arıyorum Ya RASULLALLAH(sav). Ömrümün sonuna kadar her nerede ve ne zaman olursa olsun seni hakkıyla tanıyamayacağımı biliyorum.Ben senin deven Kusva'ya aşık oldum efendim.Dayandığın hurma kütüğünün yerinde olabilmek için bin canım olsun feda ederdim.Yeter ki inleyeyim,sen beni okşarsın susarım. Yanımdan ayrılırsan tekrar inlerim YA RASULLALLAH(sav).

Ebu Hureyre(ra) sıcak bir günün öyle vaktinde evinden çıkıp mescide gelmişti. Sende oradaydın YA RASULLALLAH(sav) Açlıktan evinde duramayıp mescidine sana koşmuşlardı. Sen de aç idin. Günlerdir bir şey yememiş açlıktan zayıf düşmüştünüz. Hendek günü karnına iki taş bağlayan da sendin YA RASULLALLAH(sav). Bir deri parçasını temizleyip kızarttıktan sonra açlığını dindiren Sad bin Ebi Vakkas (ra) değilmiydi EFENDİM.Bir hurma tanesini annesine saklayan Ebu Hureyre değil miydi?Bir avuç arpa ekmeğiyle yetinen HABİBULLAH sendin efendim. Ya ben midemin doluluğunun sarhoşluğuyla seni unutan ben değil miyim. Abdullah bin Revaha (ra) gibi elimdeki kemik parçasını fırlatıp ''ben hala bu dünyada yaşıyor muyum?''diyebilirmiyim?Senin ölümünle Hz.Bilal(ra) susmuştu.Bir daha ezan okumayacaktı.Kızgın çölde kayaların altında inlerken EHAD,EHAD diyerek senin nurunu görmüyor muydu YA RASULLALLAH(sav).

Sana nasıl kavuşacağız bilemiyorum.Günahlarımın derdiyle,hasretinin yangınıyla,Aşkının ateşiyle,sana ümmet olmanın sevinciyle arz ediyorum halimi. Sana gelmek var ölmeden önce, Şehrinde narına yanıp kül olmak var.Sana geldikten sonra bir daha dönmemek olsa (inşallah) yanında kalsam,ayak bastığın yerlere gömülsem. Kıyamete kadar yanında olsam.Toprağın altında dahi alırım kokunu YA RASULLALLAH(sav).

VE ÖLÜM...

Nikah saati :RABBİME ve SANA yolculuk.Tahta arabanın içinde keyifli seyahat....

Ölmeyi bilene kutlu olsun. EY DÜNYA!...

Anlat şimdi ayrılık acısını,Peygamber sana veda ederken çektiğin acıyı anlat.Bağır, durma, Haykır: VAĞLEMU ENNE FİKUM RASULLALLAH de...

O'nun vefat ettiği gün.Söyle ey dünya ne haldeydin.Her zerre O'nun ölümüyle yok olmak isterken sen nasıl raksettin.Yine sabahları güneşi davettin.Karanlığı nasıl kovdun.Söyleeeee...

Her gün raksedip dönmektesin değil mi ey dünya. Kainatta yalnız sen ONA kucak açtın,bu mutluluk senin değil mi. Güneş bile kıskanır seni ALLAH'ın Habibi yaşadı üzerinde. Ne kadar bahtiyardın o devirde varlığının şükrünü eda ediyordun. Denizlerin bir ayrı güzeldi O varken. Suların daha bir tatlıydı. Ağaçlar,dağlar ,ovalar,bitkiler, kuşlar ve sen ey dünya ne kadar mutluydunuz.

Ama o gün:RABBİM (c.c.) çağırıyordu Habib'ini.

Rabbim'in emriyle Cebrail yanına geldi YA RASULLALLAH(sav),Azrail (a.s.) kapıda senden izin bekliyordu. Kisra nın sarayını aydınlatan nurunla gelecektin.

Sessizlik acımasız ve dert yüklüydü,

Aniden peygamberin dudakları kıpırdadı,

YÜCE DOSTA ,REFİK'İ ALA'YA

PEYGAMBER vefat etti.

Usame seferden döndü,zafer müjdesiyle kavuşacaktı sana. Abi bin Ebu Talib'in dizine başını dayamıştın. Ölüm bile sana o kadar yakışmıştı ki, VUSLAT seninle güzel oldu. Kusva gözyaşlarıyla inlemekteydi. Hz. Ebu Bekir(ra.)geldi seni öptü öptü öptü....

Yokluğun acısıyla yanan gönüller, kardeşlerin, Seni çok özlediler Ya Rasullallah(sav)

Ben de özledim seni. Rüyalar da teselli bulan ümmetine şefaat eyle EY SEVGİli

Kanayan Gül gifleri 

KIRK YAŞINDASIN

Rahmetini umarak...
Günahkar bir dille...
Allah Azze ve Celle
Ya Rasulallah,
Alemlere Rahmet hayatin geciyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.

Iste
Bir yasindasin,
Beni sad yurdundasin
Sana süt anne olmadi kadinlar,
Bu yüzden dargin bulutlar,
Bir damla yagmur indirmiyor.
Kitlik hüküm sürüyor beni sa´d yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzunde
Sana asik...
Ayrilmiyor basucundan
Ve insanlar yagmur duasinda...
Hz. Halime kucagina aliyor seni,
Yüzünde bir gölgeli...; Seni günesten korumak icin.
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun..., sana kilitli...
Ve dua eden Rahibin kucagindasin
Dünyalar güzeli gözlerine bakiyor Rahib.
Kitligi da unutuyor, yagmuru da, duayi da.
Ama sen unutmuyorsun!
Ugruna canlarimiz feda o gözlerinle, gökyüzüne bakiyorsun
O minicik bulut ilisiyor bakislarina
Büyüyor..., büyüyor..., sonra nazli nazli yagmur damlalari iniyor buluttan
Fakat cogusu bilmiyor yagmurun gelis sebebini
Cogusu bilmiyor seni

Alti yasindasin
Medineyi münevvere yolundasin
Yaninda aziz annen ve ümmeymen
Yetimligini hissediyorsun, baba kabristaninda
Sonra yolda evvada öksüzlük karsiliyor seni
Mekkeye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalib birbaska seviyor seni
Ebutalib birbaska seviyor

Ya Rasulallah
Mekke cocuklari annelerine seslenirlermiydi senin yaninda?
onlar Anne deyince sen yeremi bakardin?
Mekke rüzgarlari kac gece göz yaslarini tasidi ebvaya?
kac gece anne diye hickirdin?
Efendim!
senin yerinede ...;Anne...; dedik annemize!
Senin yerinede ...;Baba...; dedik!

25 yasindasin
ve bambaskasin...;
kimse sana denk degil
sefkat yayiyor kokun
güven veriyor sesin...
sen Muhammed-ül eminsin

33 yasindasin
dalga dalga Rahmet var

35 yasindasin
hadi gel bekletme yar !
iniltiler caliyor kapisini göklerin
hadi gel bekletme yar !
sinesi catlayacak Rasul bekleyenlerin
hadi gel bekletme yar !
Nur dagina davet var !

iste 40 yasindasin
Hira Nur dagindasin
cibril iniyor göklerden
ve nokta nokta heryerde, salat selam yükseliyor
sen kainatin yüreginden hasretle kopan abdsin
karanlik gecelerimize sabahsin
sen Nebiullahsin
sen Habibullahsin
sen Rasulullahsin

Niye incittilerki seni sultanim?
Niye iskence yaptilarki sana?
Ebu talib öldü diyemi bu pervasizca saldirilar?
Himayesiz kaldin diyemi?
Kabedeki aglayisin geliyor gözümüzün önüne
...;Amca yoklugunu ne cabuk hissettirdin...; deyisin
Haremde Namaz kilisin geliyor aklimiza
Basina pislikler saciliyor
Baslar feda o mubarek basina
Nasipsizler sana bakip, nasilda gülüyorlar
Biri kosuyor Mekke sokaklarindan sana dogru
Biri kosuyor ama sanki yere inmis Ars-i ala
...;Bu kosan kimdir ...; diye bir soru dolasiyor boslukta
...;Bu kosan kim ...;
Ve cevap veriyor biri:
...;Muhammedin kizi Fatma tüz Zehra
Velilerin Anasi...;
Yüzünü gözünü siliyor biricik kizin
Sana yeryüzünde en cok benzeyen
Gülmesi sen...;..
Aglamasi sen..;..
...;Aglama kizim...; deyisin geliyor aklimiza...;.
Niye cikardilarki yurdundan seni ?
Himayesiz kaldin diyemi ?
Onlar bilmiyorlarmiydi seni himaye edeni ?
Seni yetim bulup barindirani...
Seni Alemlere Rahmet kilani...
Onlar ...;deli...sana
Sen susuyordun
...;Mecnun diyorlardı
Sair
Sen susuyordun
Seni bizim elimizden kim kurtaracak; diyorlardi
Sen
Sen ;Allah diyordun
Allah Azze ve Celle
Semayi hasyet kapliyordu
Sen;Allah; diyordun
Arsi ala titriyordu
Bedirde ;Allah diyordun ücbin melek iniyordu alaca atlardan
Yüz yirmi besbin sahabi
;Anam babam sana feda olsun diyordu

Ya Rasulallah
Medineyi münevvere sokaklarinda yürüyordun
Neccar ogullarinin kücük kizlari seni görüncene yapacaklarini bilememislerdi
Beni Seviyormusunuz diye sormustun onlara
Seni cok SEVIYORUZ, ya Habiballah demislerdi
Sende: ;Allah biliyorki bende sizleri cok seviyorum ; demistin;
Bugün yasayan gencler var. Neccar ogullarinin kizlari degil belki
Ama seni onlarda cok seviyor !
Göz yaslarindan belliki seni canlarindan cok seviyorlar
Senden baska kimseleri yok !
Allah biliyorki sen onlari cok seviyorsun

63 Yasindasin
Refikala dua´sindasin
Senin icin siyah yünden cizgili bir cübbe dokunmustu
Kenarlari beyazdi
Onu giyerek ashabinin yanina cikmistin
Ve mübarek ellerini dizine vurarak:
;Görüyormusunuz ne kadar güzel demistin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmisti ;Anam Babam sana feda olsun ya Rasulallah, onu bana ver
Niye istemisti ki senden ?
Sevdigini bile bile
Istenildiginde katiyen hayir demedigini bile bile
Peki dedin o zata
ve sen yine yamali, eski cübbeni giydin.
Dostuna kavusmana bir hafta kalmisti
Ayni cübbeden yine diktiler
Ama giymek nasib olmadi
Haberler ucurmustun Ebu Hureyrenin dili ile
Benden sonra öyle kimseler gelecekki
(Keske Peygamberi görseydikte
Ne malimiz ne de evladimiz olsaydi) diyecekler
Ve hazreti Enesle paylasmistin özlemini
Beni görmedikleri halde, bana iman eden kardeslerimi görmegi cok isterdim

Sultanim !
Ey Medinemin belinde ;Ümmeti Ümmeti diyen hüznü giyen Sevgili...
Ey Mekke mihrabinda alemler hesabina Allah diyen Sevgili;
Bize Lutfu ilahi bahsedilen kapina, diz cöktük biad ettik !
Rabbin´den bize ne getirdigsen AMENNA !
Duyduk !
Itaat ettik !

Ya Rasulallah !
Sen hala 40 yasindasin !
Ve hala Ümmetinin basindasin !

Kanayan Gül gifleri  

Rasulullah Olsaydı

Müslüman böyle
Bassiz olurmuydu,
Hainler müslümana bela olurmuydu,
Inancimiz yarim yamalak
Olurmuydu,
Basimizda rasulullah olsaydi.

Insanlar böyle vahsete düsermiydi,
Her
Kösede hergün kan akarmiydi,
Islam alemi yetim babasiz kalirmiydi,
Basimizda rasulullah
Olsaydi.

Mümin cok ama kalpleri bombos,
Ibadetleri fersiz isiksiz los,
Serrin elinde
Oyuncak sarhos,
Kardes kardese kinli nefretli birhos,
Kendine dön müslüman hayatin
Nahos,
Soruyorum acaba dirilirmiydik,
Basimizda rasulullah olsaydi.

Kanayan Gül gifleri 

SEVGİLİYE MEKTUP...

Ey sevgili;bilmem ki içerisinde bulunduğumuz,müjdelenmiş bahtiyarlar topluluğunun içerisine kendi isteği doğrultusunda giren fertler var mı? Ben bestelenmeye ne zaman başlandığını bile bilmediğim bu güzel şarkısının vokalistliğine lutf-u ilahi ile getirildiği zaman,herhalde o kutlu beste mana aleminde çoktan zirvedeki yerini almıştı.

Bilmiyoruz ki;bitmeye matuf bu şarkının ilk mısrasına takılmışsa ümitlerimiz,zamanın bizle görülecek hesabı var demektir;ve buna rağmen biz sevgiliye kalbimizin gölgesini sunmakla yetiniyoruz. Sevgiliye asıl sunmamız gerekeni sunamıyoruz. Ona hep türkü yakıyor,ama onu bir türlü duyamıyoruz ve kalbimizin derinliklerinin enfusliğini ona üfleyemiyoruz. Ona nakış nakış çileyle işlenmiş bir bardakta sunacağımız,ne bir damla kanımız ne de bir damla gözyaşımız var;

Oysa sevmek,anlamak ve yaşatmak demek değil miydi? Biz bunu bilerek yola çıkmamış mıydık? Peki şimdi niye sadece sevgiliye ;sevgili; gözüyle bakma ihtiyacının ötesine geçemiyor ve onu anlamaktan kaçıyoruz? Sevgiliyi hep başkalarından çalıştığımızdan mıdır,ona yönelik her hamlemiz bu kadar cılız ve sönük oluyor? Yoksa onu uzaklarda aradığımızdan mı bu kadar körleşti gözlerimiz?

Aman Allah;ım yoksa biz sevgilimizi ;sevgicik;lere mi sattık? Ve belki de daha bu alışverişin neresinde olduğumuzu bilmeyecek kadar sevgiliden uzaklaştık;Yoksa sağdan yediğimiz yumruklar mı bizi bu aldatıcı dünyanın kucağına itti? Yada biz sevgilimizi adam bu kadarından da ne olur;lara mı sattık? Evet,her ne yaptıksa yaptık,biz seni hakkıyla sevemedik;

Ey sevgili,biz seni ;zaman; denen çarkın ;an; denilen en küçük dişleri arasında,daldığımız ;sevgicik; hülyalarına karşılık satsak da;ümit ediyoruz ki sen bizi o engin ve kuşatıcı SEVGİNLE bir kere daha gerçeğe uyandıracaksın


Kanayan Gül gifleri 

Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.O, rahmândır ve rahîmdir.Ceza gününün mâlikidir.(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.Bize doğru yolu göster.Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! (Fatiha Suresi) 


GÜL ' ü kokladım Terindir diye,

Seyrine daldım, Yüzündür diye,

Yaprağına dokundum, Tenindir diye,

Ben GÜL’ e vuruldum, SANA benziyor diye...



O, sevgiye en fazla, her şeyden daha fazla lâyık olan Allah'ın sevgilisi.

O, Habibullah...

 O, Sevgililer Sevgilisi...

 Biz Onu hakkıyla sevmesek de, O bizi çok seviyor.

Dünyada da, ebedî hayatta da hemen yanı başımızda.

 Bizim en küçük bir sıkıntımızdan dahi rahatsız oluyor, inciniyor, üzülüyor.

O, karanlıklar içinde yolunu kaybetmiş, çaresiz, ümitsiz ve korkulu bir vaziyette bekleyen insanlara,

 yağmur gibi rahmet olup iniyor.

Kuruyan gönüllere, çoraklanan kalplere âb-ı hayat oluyor, hayat veriyor.

 Kalplerde ebedî Cennet sümbülleri bitiriyor.
O Sevgililer Sevgilisini hakkıyla sevmenin, sevdiğimizi göstermenin bir yolu var:


Onun yolunda yürümek.

Onun gibi yürümek,

Onun gibi gülmek,

Onun gibi konuşmak,

Onun gibi bir kul olmak.

Onun gibi yaşamak.


RABBİM Nasip eder inşAllah
Kanayan Gül gifleri 

Sevgili Efendimiz, Allah’ın selamı onun ve ailesinin üzerine olsun, çok nazik bir insandı.

Biz, onun hayatını çoğu kez yaşadığı meşekkatli hatıralar eşliğinde, mücadeleden yılmayan iradesi ve savaşları, yaşadığı tecrit,
yoklukla dolu zorlu günleriyle okuyoruz.


Ama O'nun hayatı, insana has pek çok detayı, hem de hiç atlanmamış yanlarıyla beşeri pek çok ayrıntıyı da birlikte barındırır…

O, güzel olanı severdi. Sevdiği her şey güzel olurdu. Zahirden batına, dıştan içe yürüyen bir yol ise sevmek, bu işler hep onun güzellik adetlerindendir. Suretin güzelliğine her daim şükreden ama surette takılıp kalmayarak, hemen her sureti de içteki güzelliğine bağlayan, dışı içe çevirip, uzağı yakın kılan bir sevgi büyüteciydi onun güzel gözleri…



O, bakan değil, görendi…

Prof. Dr. Ali Seyyar, biri kadın olmak üzere 28 engelli sahâbinin hayatını ve Peygamberimiz’in onlara yaklaşım biçimini “Yıldızlar Engel Tanımaz - Bedensel Özürlü Sahâbilerin Hayatı” isimli kitabında bir araya getirdi. Onun, tüm insanlara karşı merhametli olduğunu çok okumuşuzdur. Fakat özel gruplara, mesela çocuklara, hastalara, yetimlere ve engellilere çok daha hususi inceliklerle yaklaştığını pek de kaleme alan çıkmamıştır. Kitabın ismi yıldızlardan geçiyor bir kere… Sahabeleri ve onların Rasûlullah’a (s.a.v) bağlı, bağıtlı hayatlarının her birimize birer yıldız haritası gibi yol gösterdiğinden hareketle, kitabın ismini çok manidar bulduğumu söylemeliyim. Yıldızların, pırıltı ve yol göstericilik konusunda engel tanımazlığı ile sahabelerin engelsizlikleri arasında çok güzel bir anlam bağı kurmuş…
Zahir isimli sahabe mesela… “Zahir bizim çölümüzdür, biz onun şehriyiz” dediği kişisi Efendimiz'in (s.a.v). “Birinin kişisi” olmak kadar yakınlık arz eden bir ifade olamaz, hele ki söz konusu Kâinatın Efendisi ise, onun şehri olabilmek mesela, nasıl bir yakınlıktır?

Hz. Zahir, bedenî kusurları yüzünden insanları kaçındırmamak adına, çöle sığınmış, insanlardan kaçan, zahir olan isminin tersine hep saklayan, şehirleri değil, kuytuları tercih eden bir münzevidir aslında… Kimbilir neler yaşamış, hangi kırıcı tecritlere maruz kalmış da insanlardan sürekli kaçınmayı ve dağların-tepelerin, kum yığınlarının, çöl harabelerinin ardında kalmayı seçmiştir?

Bir insanın, çevresini tedirgin etmemek adına çöle kaçması, onun uzleti olduğu kadar, bizim de gerçek yüzümüz değil mi? Sahabe Zahir gibi, gözlerimizin acımasız elemesi yüzünden görünmez kıldıklarımızı düşünüyorum… Bugün Zahir olmak, heyhat dünkünden daha zordur ve çağımız Zahir’lerinin kaçacak bir çölü de yoktur ne yazık ki… Dün, görünmemeye mahkûm edilenler, çoğu kez bedenî engelliler iken, bugün görünmemesi gerekenler, çok daha keskin ve acımasız bir elekler çarkına tabidir. Zira günümüz güzellik algısı çok daha acımasız kriterlerle işlemekte, dayatılan “imaj” kavramı, sizi siz kılacak tüm detayları yok sayarak pürüzsüz bir tek tipliliğe davetiye çıkarmaktadır… Ne yazık ki; artık hiçbirimizin kaçacak bir çölümüz de kalmamıştır… Hepimiz, “büyük göz”ün o ağır denetim ve kontrolü altındayız.

Hz. Zahir’e yaşadığı çölden toplayacağı çiçek ve bitki köklerini Medine Pazarı’nda satabileceğini söyleyen kişi, Sevgili Efendimiz'dir. Zahir başta buna pek cesaret edemese de, Efendimiz’in teşvik bâbından “birlikte satmak” önerisi üzerine gayrete gelecek ve çölün en güzel çiçeklerini derleyerek gelecektir bundan sonrasında… Onun, Sevgili Efendimiz'i ziyaret anlamını da taşıyan çiçek toplama heyecanını, sanki tüm ruhumda hissedebiliyorum. Nasıl gezdi kırlarda bayırlarda kimbilir? O kuru ve yakıcı çöl, onun için nasıl bir cennet bahçesine dönüşmüştü kimbilir? Otlarla, çalılarla, çiçeklerle neler konuştu mesela? Kimseciklere açmadığı gönlünü, toplayacağı çiçeklere açarken, ağlamış mıydı? Dertleşmiş miydi?

Zahir’i şehre ve insanlara yeniden çağıran davet, onun incinmiş ve örselenmiş, reddedilmiş ve uzaklaştırılmış kalbinde hangi izlere, hangi dalgalanmalara, hangi hayata yeniden dönüşlere vesile olmuştu?

Sevgili Efendimiz’in (s.a.v), onun pazara gelip gelmediğini her seferinde bizzat kontrol eder, bazen yavaş yavaş arkasından sokularak iki eliyle gözlerini kapatıp, sonra da “Ey insanlar bir kölem var, satın alacak yok mudur?” diye şakalaşması mesela… Sahabe Zahir’in de onu sesinden tanıyarak, kendini o mübarek kucağa bırakması: “Yok Ya Rasûlullah, bu beş para etmez Zahir’i sizden başka alacak yok, satılan kişi pek değersizdir ama onu alan kişiden daha değerlisi gelmemiştir yeryüzüne” diye mukabele etmesi… Ne büyük bir ikram, ne tatlı bir hatıra, ne şahane bir hediyedir…

Aslında alemlere rahmet olarak ikram edilmiş aziz Efendi’nin (s.a.v) bizzat kendisi hediye değil midir? Uzakları yakın eden, çölleri şehirlere bağlayan, çiçek satıcılarının sergisine oturup onlarla hasbihal eden Sevgili İnsan! Sen asırlar öncesinden verilmiş bir hediyesin hepimize…

Sen, çölü kuraklığından kurtaran, çölleşmiş kalpleri çiçeklerle bezeyen, gülümsemesi güneş, sımsıcak avuçları vuslat ve rahmet olan merhamet cevheri…



Biz asrın çöllerinde yollarını yitirmişleri de çağırmaz mısın?


Bundan asırlar önce bir baharda,
Nisan yağmurlarıyla şeref verdin dünyaya
Mevsim bahar..

Nisan ayında yağmurlar var..
Bugün de gönlümüze doğ Ya Habiballah
Sevginle kalplerimizi temizle
Hasretini bir nebzede olsa giderelim..
Rüyamıza misafir ol Ey Sultanım…

Asırlar öncesinden kokun,
ne güzel geliyor halen..
Nasılda büyüyor sevgin
aşkin ile yanan gönüllerde.
Her geçen gün adım adım gidiyoruz aşka..
Dünler bitiyor…
Yıllar eskiyor…
Saatler durmuyor…
Ve zaman hasretini artırıyor..
Kat kat…
Çoğalıyor bu hasretlik…!!

Seneler önce demiştin ya Rasulallah..
Bizleri görmek istediğini ve çok sevdiğini..
Bizler de haykırmak istiyoruz
Gönlümüzdeki sana olan sevdayı…

Seni Seviyoruz…
Seni Seviyoruz…
Şahit olsun yer kubbe
Şahit olsun gün ve gece..
Şahit olsun kelimeler hece hece..
Şahit olsun Hak..
Bizler de SENİ cok Seviyoruz..!!

Ey Medine`nin Gülü..
Ümmetinden öyleleri var ki;
Sana layik bir ümmet olmaya calisiyorlar…
Hele bunlarin içinde öyle gençler var ki
Senin aşkindan yanıp kavrulan
Geceleri secdede günahlarına tevbe eden..
Aşkını, hasretini besliyorlar yüreklerinde..
Medine`nin aşki var gönüllerinde…

Bugün kalplerimize doğ Ya Habiballah..
İşte bak yağmurlarla bahardır..
Şereflendir gönülleri nurunla..
Hasretinle yananlar vardır…


Kanayan Gül gifleri
 

ŞEFAAT YA RASULALLAH

ALLAHÜMMESALLİALASEYYİDİNAMUHAMMED

 

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

ALLA HÜMME SALLİ ÂLÂ SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ÂLÂ ALİ SEYYİDİNA MUHAMMED

SUBHANALLAHİ VE BİHAMDİHİ SUBHANALLAHİL AZİM

DUA... BU DÜNYADA KABUL OLMAZSA AHİRETTE KABUL OLUR. EĞER AHİRETTE DE KABUL OLMAZSA, GÜNAHLARA KEFARET OLUR

HESAP.. VERECEĞİZ BİR OLANA

AKILLA FİKİRLE GİRİLMEZ BU YOLA
AKIL DA FİKİR DE HEP HAKK OLA

ÜMİD İLE KORKU İÇİNDE OLMAK

HER ZAMAN DAVA'M DİYEBİLMEK
ARDINA BAKMADAN GİDİP SADECE HAKK'I DÜŞÜNMEK

KUR'AN DIR BİZİM YOLUMUZ




SÜNNET'TİR IŞIĞIMIZ

HER ZAMAN HER YERDE DÛA EDER VE BEKLERİZ

VESSELAM

 

 Kanayan Gül gifleri 

 

ALLAHÜMME SÂLLİ ÂLÂ SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ÂLÂ ÂLİ SEYYİDİNA MUHAMMED...

EFENDİMİZ'İ SEVEN ETSİN SALÂVAT............DÛA İLE

  

Pencereni açtım Sensiz bir korulukta Yola bakardı bir yanı, bir yanı uçsuz bucaksız bir dağa İsimler koyardım Sen’i andığım zamanlara: Adı Gül, adı Yağmur, adı Sen Kimse bilmezdi yağmur nasıl düşer pencereme Her bir damla Sana sevdalı gelirdi Yüreğime inerdi usul usul “Ah küçüğüm “ derdim, “Kurak bir iklime düşmektesin, çöle açmaz menekşeler” bilmezdim o damlalarla yeşermiş meğerse yüreğimdeki çiçekler

Penceremi açtım Sensiz bir zamanda Gül devri değildi gördüğüm manzara Üşüdüm bir kış ayazında Sen’i sordum karşılaştığım bütün varlıklara Ben Sen’i ararken, adını dahi duymamışlara rastladım bu pencerede Ağlamak kar eder mi bilmem: Ağladım işte Sensizlikte! Ağladım üşümüşlüğün yetim zemheresinde!

Bir pencere daha dedim, bir pencere daha Sen’i sordum ey Nebi! Bir bedevi gibi, belki üzgün, belki yorgun bir Sensizlikte Ellerim mi ısındı, hava mı bilmem Bir vahaya rastladım buz kesmiş topraklarda Kokuna hasret güller gördüm; bahçelerde, bağlarda Bilmezdim Sen’in aşkından kor kor yanan yürekler varmış garipler kervanında Hangisine yaklaşsam dillerde Sen, bakışlarda Sen Kendi adını dahi hatırlayamayanların kervanı bu:

Adı Sen!

Ey Nebi! Sana bakanların penceresinden ayırma bizlerii

AMİN AMİN AMİN

 

 

  
SeLaM ve Dua İle ....

 



Arayı arayı bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hak nasib eylese görsem yüzünü
Ya Muhammed Canım arzular seni

Bir mübarek sefer olsa da gitsem
Kabe yollannda tozlara batsam
Hub cemalin birkez düşümde görsem
Ya Muhammed Canım arzular seni

Zerrece kalmadı kalbimde hile
Sıdk ile girmişem ben bu hak yola
Ebu Bekir, Ömer, Osman'da bile
Ya Muhammedi Canım arzular seni

Ali ve Hasan, Hüseyin anda
Sevdası gönüllerde muhabbet canda
Yarın mahşer günü Hak divanda
Ya Muhammed Canım arzular seni

Yunus senin methin eder dillerde
Dillerde dillerde her gönüllerde
Arayı arayı gurbet illerde
Ya Muhammed Canım arzular seni




İZİNİ BULANLAR KURTULDU İNŞALLAH
Cumalar hürmetine RABBİM nasip etsin

Ömrümüzü, günlerimizi ve bu Cumamızı mübarek kıl.
Bizleri doğru olabilen ve de kalabilenlerden eyle!


Cumanız Mübarek Olsun...
..:: HaYıRlI CuMaLaR ::..

..dua ile..


 

                                       Kanayan Gül gifleri 


 


Kisiligi ve niteligi her ne olursa olsun

hiçbir insan O'nun kadar sevilmedi.

Hiçbir faninin ölümü geride kalanlari O'nun ki kadar yakmadi.

Hiçbir yaratilmis vefatinin üzerinden bu kadar

geçmesine ragmen hala bu kadar diri ve sevgili olmadi.

Öyle ki, Guinness e geçecek biçimde,

su 21. yy. da bile dünya da en çok kullanilan erkek ismi

onun ismi oldu....


Kanayan Gül gifleri
 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol