sitene türk bayrağı 
www.siirlerinefendisi.tr.gg
   
  KALP GÖZÜ
  SİZ NAMAZ KILMAK İSTERMİSİN  
 

 

 
                                 
                
                 
                             

Niçin namaz kılamıyorum?

Çok ilim sahibi olmak demek çok iman sahibi olmak anlamına gelmez. Namaz kılına kılına alışkanlık haline getirilir namaz hakkında çok kitap okuyarak değil. Okur yazar olmayan ninelerimiz hiç teheccüt namazını kaçırmaz ama namaz konusunda her türlü kitabı okumuş olan bizler nedense bir türlü teheccüt namazı kılamayız. Burada ısrarla pratik yapmak çok önemli.

İnsan hayatının en ön sırasına dini koymalıdır. Dinimizi dünyaya değil dünyayı dinimize uydurmalıyız. Her şey burada çözülüyor.

Bu konuda dikkat edeceğimiz çok önemli hususlardan birisi de günahlar. İnsan günaha girdikçe namazdan sıkılır, namaz kılmak onu sıkmaya başlar. Bir insan namaz kılamıyorsa demek ki onu namazdan mahrum bırakan bir günah vardır. Günahlar iman zafiyetine sebeb olur. Takva ile iman kuvvet bulur. Her şeyden önce hayatıımızı gözden geçirip nerelerde hata yapıyoruz bizi namazdan ve ibadetlerden alıkoyacak ne tür günahlarımız var bunları tespit edip tevbe istiğfarla izalesine çalışmalıyız.

Diğer bir husus çevre. İnsan çevresini dini hayatını otokontrol altına alacak şekilde oluşturmalıdır. Etrafında namaz kılan insanların çokluğu ona kuvve-i maneviyye olacaktır. Namaz kılmayan insanların çokluğu ise onu zamanla namazdan soğutacaktır. Bu konu çok önemlidir. Takva sahibi insanlar insanın imanına kuvvet verirken günahkar insanlar da insanın imanını zayıflaştırır. Bu gizli bir telkin gibidir.

Bir diğer husus ise ibadetlerin yanında tebliği unutmamaktır. İnsanın vazifesi iki yönlüdür. Birisi velayet diğeri risalete bakar. Velayet insanın ibadetleri takvasıdır. Risalet ise tebliğe bakar. Birinden birinin olmaması diğerini de geri bıraktırır. Hem namazı kılmalı hem de insanları namaz kılmaya davet etmek gerekir. Böylece başkalarını kurtarmaya çalışırken kendimizi de kurtarmış olacağız.

Allah cümlemize takva üzerine sabır kuvveti nasib etsin.




                 Müminlerin Buluştuğu Mekandasınız.
Daha Kaliteli Bir Hizmet İçin Buyurun okuyun .camilerinefendisi.tr.gg Sitesi Yönetimi 
Saygılarımızı Sunuyoruz
 

 Kullanıcı avatarı                                            

-Âlem öyle nurlu bir sarmal içinde ki, her an beş vaktin beşi de dünya içinde ayrı ayrı yerlerde yaşanabiliyor. O vakitlerin öyle güzel sırları var ki, bize kulluğumuzu ve ahireti hatırlatıyor. 
Namaz, Rabb’imizin “Celal”ine karşı kavlen ve fiilen “Sübhânallah” deyip takdis etmek, “Kemal”ine karşı, lâfzan ve amelen “Allah(c.c.)ü Ekber” deyip tâzim etmek. “Cemal”ine karşı da kalben, lisanen ve bedenen “Elhamdülillâh” deyip şükretmektir.
 
  Kullanıcı avatarı                                    

İbâdetin mânâsı da kulun Rabb’ine karşı kendi kusurunu, acz ve fakirliğini görüp her şeyi elinde tutan Yüce Rabb’imizin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir...
------------------

                       Ebru resimleri

Allah (c.c.) Kuran'da Namaz hakkında neler buyuruyor.

 "Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar."

Ankebût sûresi (29), 45


 

Sizde Namaz Kılmak İster Misiniz?

                                                Ebru resimleri                     
 Kullanıcı avatarı
 Namaz dinin direğidir .” ( Hadisi Şerif )
Hayatımızı kelimelere dökecek olsak onu şu şekilde tanımlaya biliriz . Hayat , vesileler toplamıdır . Dikkatle bakacak olursak hayatımızın vesilelerle örülü olduğunu görmek hiç de zor olmayacaktır .Bir vesileyle doğduk , doğumumuzun vesilesi anne – babamızdı . Bir vesileyle öğrendik , bu vesile öğretmenlerimiz / hocalarımızdı . Bir vesileyle işe girdik , bu vesile bir ahbabımızdı . Bir vesileyle en yakın arkadaşımızı tanıdık . Görüyorsunuz ya hayat hep bir vesile . Bu yazı da niçin sizin namaza başlamanıza vesile olmasın ki . Vesileler bazen fırsattır ve bu fırsatlar iyi değerlendirilmelidir ki sonunda kocaman bir KEŞKE olmasın .
 
İşte bu yazı sizin namaza başlamanıza vesile olması için yazıldı . Bu yazıyı sakin bir kafayla ve sakin bir mekanda okumanız yazıdan alacağınız verimi artıracaktır . Şimdi sizi hayatınızın kararıyla baş başa bırakıyorum . Ve kararınızın bizi sevindirmesini ümit ediyorum .
 
“Namaz kılmayı çok istiyorum ama bir türlü kılamıyorum .
Bir ara çok güzel namaza başlamıştım ama şimdi kılmıyorum” diyorsanız lütfen bu yazıyı çok dikkatli okuyunuz . Merak etmeyin size çok kötü şeylerden bahsetmeyeceğim bilakis size sevineceğiniz ama çok sevineceğiniz bir haber vereceğim . Neyi mi haber vereceğim ? Yazıyı sonuna kadar okuyun anlayacaksınız haberin ne olduğunu .
 
Duydunuz mu ? NLP  diye bir bilim var . NLP yani başarının bilimi . İnsanlar nasıl başarılı oluyorlar ? Başarıya ulaşmanın yolu nedir gibi konuları içermekte bu bilim . Yalnız bu bilim daha çok dünyevi ( zengin olma , kariyer sahibi olma gibi ) amaçlar için kullanılmaktadır . Biz de bu bilimin temel prensiplerini kullanarak namaz kılmayan / kılmak isteyip de bir türlü namaza başlayamayan Müslümanlara , bu temel prensiplerle namaz kılmanın hiç de zor olmadığını göstermek istedik . Eğer bir kimse bu prensipleri uygularsa KESİNLİKLE AMA KESİNLİKLE NAMAZ KILANLARDAN OLACAKTIR !
 
Şimdi bu bilimin temel prensiplerini belirtelim .
 
1 – “ Bir şeyi bir insan yapabiliyorsa siz de yapabilirsiniz . ” Evet namaz kılan milyonlarca insan var . Bu insanlar namaz kılabildiklerine göre bunu siz de başarabilirsiniz . Söyler misiniz sizin namaz kılan insanlardan neyiniz eksik ? Bakınız o kadar insan namaz kılıyor siz niçin kılmayasınız ki ?
 
2 – “ Bir şeyi başarabilmek için onu gerçekten istemelisiniz . ” Unutmamak gerekir ki hayatımız isteklerimizden ibarettir . Size istemediğiniz bir şeyi hiç bir baskı kullanmadan kim yaptırabilir veya istemiş olduğunuz bir şeyi kim engelleyebilir ? Şimdi kendi kendinize bir sorun bakalım gerçekten namaz kılmayı istiyor musunuz ? % kaç istiyorsunuz ? % 10 mu , % 20 mi , % 40 mı , % 70 mi yoksa % 100 mü ? Şunu unutmayınız ki bir şeyi başarabilmek için onu % 100 istemek gerekir . Yolda giderken bir mağazada çok güzel bir kazak gördüğünüzü ve onu çok beğendiğinizi düşünelim . O kazağın sizin olması için ne yapmanız gerekir ? O kazağı beğenmek yetmez % 100 istemeniz gerekir ki o kazağı alasınız . Yoksa sadece beğenmek yetmez değil mi ? Beğenip de almadığımız o kadar çok şey var ki .
 
3 – “ Başarabilmek için o yolda her türlü engeli aşmanız gerekir . ” Her şeyi isteyebilirsiniz ama bazı engellerden dolayı bu isteklerinizi gerçekleştiremezsiniz . Ama istiyorsanız , çok istiyorsanız o engeli aşar ve o isteğinizi yerine getirirsiniz . Başarı yolundaVAZGEÇMEYENLER BAŞARIR . Mağaza örneğine dönersek , çok istiyorsunuz ama kazak pahalı bu sizi engeller mi ? Çok istiyorsanız HAYIR . Veya yanınızda o kadar para yok , ne yaparsınız ? Vaz mı geçeceksiniz ? Hani çok istiyordunuz ? Çok istediğiniz için o kazağı ya mağazaya borçlanıp alacaksınız ya borç bulup alacaksınız ya da paranızı denkleştirdikten sonra alacaksınız ama hiç bir zamanVAZGEÇMEYECEKSİNİZ eğer gerçekten istiyorsanız . Namaz kılmak istiyorsunuz ama şu abdest olmasa . Abdest almak gerçekten istediğiniz halde namaz kılmanıza engel olabilir mi? Veya namaz kılmayı çok istiyorsunuz ama namaz surelerini bilmiyorsunuz . Namaz kılmak için Fatiha suresi ile Kevser suresi yeterlidir ve bu ikisini ezberlemek sizin az bir zamanınızı alacaktır . Namaz kılmak için az bir zamanınızı veremeyecek misiniz ?
 
4 – “ Başarı yolunda meydana gelen bazı aksaklıklar sebebiyle başarı hedefinizden ASLA VAZGEÇMEYİNİZ . ” Namaz kılmaya başladınız ama bir vakit namazınızı kılmadınız / kılamadınız . Bu durumda yapılması gereken hiç bir şey olmamış gibi namaz kılmaya devam etmenizdir . Arkanıza hiç bakmayın siz hedefinize yönelin . Araba arka cama bakılarak değil ön cama bakılarak sürülür .
5 – “ Hedefinizi ASLA ERTELEMEYİN ! ” Namaz kılmaya başlayacaktınız ama ertelediniz , ertelediniz ne oldu ? Bir türlü namaza başlayamadınız . Ertelemek isteği öldürür ve başarının en büyük düşmanıdır . Namaza başlamak istiyorsanız HEMEN ŞİMDİ başlamalısınız . Eğer ben yarın başlayacağım , akşama başlayacağım , Cuma günü başlayacağım diyorsanız , ben size söyleyeyimKESİNLİKLE BAŞLAYAMACAKSINIZ ! Hz . Peygamber ( s .a .v ) şöyle buyurdu :  ERTELEYENLER HELAK OLMUŞTUR . ”
 
6 – “ Başarıya ulaşmak için hedefinizi her zaman canlı tutunuz . ” Namaza başladınız , sizin hedefiniz bu değildi . Siz 5 vakit namaz kılmak istiyordunuz . İşte bunu gerçekleştirebilmek için hedefiniz her zaman canlı olmalı . Bu tıpkı cep telefonuna benziyor . Cep telefonunuz şarzı bulunduğu müddetçe işe yarar . Şarz bitti mi onu şarjetmek lazım ki işe yarasın öyle değil mi ? Namaz da öyle , şarjı bitirmemek lazım , şarj bittiğinde kendimizi namaz konusunda şarjetmemiz gerekir ki bunu yapmazsak işte o zaman namazı bırakırız . Kendimizi bu konuda şarjetmek için sohbetlere gitmeli , namaz kılanlarla birlikte olmalıyız . Sohbetlere gitmek ve namaz kılanlarla birlikte olmak bize her zaman namaz kılma hedefimizi canlı tutacaktır . Hedefinizin canlı kalması için elinizden geleni yapınız çünkü o canlılığını kaybederse hedefiniz can verecektir .
 
7 – “ Hedefinize ulaşmak için çevrenizdekilere karşı sağır olunuz . ” Siz şimdi namaza başladınız ; arkadaşlarınız ,aileniz sizinle dalga geçebilir . “ Ooo Hoca mı oldun? Sen asla 5 vakit namaz kılamazsın . Tamam şimdi kılarsın ama gör bak 3 gün sürmez .” gibi bir sürü laf işitebilirsiniz çevrenizden işte bütün bunlara karşı sağır olun hatta cevap bile vermeyin . Siz hedefinize yoğunlaşın boş verin böyle şeyleri . Siz hedefinizdenASLA AMA ASLA VAZGEÇMEYİN .
 
Evet işte o tarihi an geldi . Şimdi kendi kendimize söz vereceğiz ve böylelikle namaza başlamış olacağız bundan sonra söylediğimiz gibi..
 
Namaz kılma idealiniz için , ÜŞENMEYİN , ERYELEMEYİN ve ASLA VAZGEÇMEYİN .
“ Şimdi kendi kendime söz veriyorum . Namaz kılacağım ve hiç bir zaman namazı bırakmayacağım . Hiçbir zaman namaz kılma hedefimden vazgeçmeyeceğim .”
Söz mü ? SÖZ .
 
Ben inanıyorum ki SEN sözünü yerine getireceksin . Çünkü SENistedin mi YAPARSIN.


                    

Ayağa kaldır namazı. Tut ellerinden... Yüzüstü bırakıp unutma boşa geçirilmiş vakitlerin kuytusunda...
Kalk ayağa, kıyam eyle ki dimdik ayakta olsun meleğin, yüzüne yumuşak bir tebessüm sinsin...
dudaklarında sonsuz bir müjde gezinsin. Hesap günü elinden tutacak gül yüzlü, serin sözlü melektir sana namaz
... 

                                

İki elif miktarı uzat acılarımı, 
Ne gelirse senden, boynum kıldan ince.. 
Madem ki seni sevmek, çile çekmek.. 
Seni sevdiğimin kanıtı olsun; dağlanmış bir yürek..

Kullanıcı avatarı
Eşimizi,dostumuzu akrabalarımızı namaz konusun da uyaralım yarın ahirette
''Sen kılıyordun ama beni hiç uyarmıyordun'' 
sözünü duymamak için elimizden geldiğince, tatlı dille namazın önemini anlatalım inşaALLAH.

Kulaklarin Ezani Duymuyorsa 
Nefsine Yeniliyorsan 
Vazifeni Erteleyip 
Nasipsizlik Ve Gaflete Koşarak 
El Açip Kucaklayip Variyorsan.
bak Bu Yazi Gözüne Ilişti Ise 
Ve Hala Sağsan Soluk Alip Veriyorsan 
Yüce Mevlam Sana Merhamet Ediyor.
hadi Kalk Aksatma,erteleme Vesveseye Kapilma.
çık Rabbinin Huzuruna Vazifeni Eda Et 
İste Rabbinden Dua'nla.


kime neyi söylüyoruz...
kime neyi duyuruyoruz.
ezana kulak vermeyeninkendini kandırma...!
Kullanıcı avatarı
"Allahü ekber, Allahü ekber!
"Allahü ekber, Allahü ekber!
"Eşhedü enlâilâhe illallah!
"Eşhedü en lâilâhe illallah!
"Eşhedü enne Muhammede'r-resûlullah!
"Eşhedü enne Muhammede'r-resûlullah!
"Hayye âle's-salâh, Hayye âle's-salâh!
"Hayye âle'l felâh, Hayye âle'l felâh!
"Allahü ekber, Allahü ekber!
"Lâilâhe illallah!"

 farzını bilmeyenin.....
kalbini,kulağını,gözünü,gönlünü kendi kilitleyenin
neyin farkında olabilir ki.
gözüne gözüne bu yazılanları soktukça
karşına çıkardıkça
acaba oturduğu yerden gaflet haliyle neler söylüyor üstümüze.
nefret mi duyuyor,sui zan mı ediyor.
ALLAH cc islah etsin.
cümlemizi hidayete erdirsin.
haydin namaza.
haydin namaza.
haydin namaza.
ALLAH cc aşkına peygamber s.a.v. aşkına
haydin farzı edanızın seccadenizin başına.
ALLAH c c huzuruna...

haydin namaza..haydin felaha.... haydin..ALLAH cc huzuruna....

 

                                                     Kullanıcı avatarı               

 

                                    Ebru resimleri              
İş arasında namaz kılanlardan olma sen

Mahşer günü saçını yolanlardan olma sen. 

Allah'ın her emrini öne almalı kişi
Önce namazı kılıp sonra yapmalı işi.

İş önce gelir diye namazları aksatma
Önce namazını kıl, dini dünyaya satma.

Direksiz bina olmaz, direk varsa yıkılmaz
Namaz dinde direktir, namazsız İslam olmaz.

Vücutta baş ne ise, öyledir dinde namaz
Başsız vücut olmazsa, namazsız da din olmaz.

                               Ebru resimleri

 Kullanıcı avatarı

Bekleyenler var… Amansız hastalığın pençesinde kıvranırken, hasta yatağında hayata tutunmak için bir umut bekleyenler, bir ses bekleyenler var… Gizli gizli Rabbine yakarıp, dualarının bu seste yankı bulmasını isteyenler… 
Bir yolcuyu bekleyenler vardır bazen, yada yola çıkmak için bekleyenler… Kabirde kıyameti bekleyenler var; ya cennet bahçesinde, ya da cehennem çukurunda… Bu ikincisinden 'a sığınırız. 
Kabre girmek için sıra bekleyenler… acele etmeyin nasıl olsa sıra size de gelecek, kime gelmemiş ki! Ölümü kendine yakıştıramazken insanoğlu, nasılda ansızın yakalanıveriyor hiç de beklemediği bir anda… 
Şu hayata dair beklentileri olanlar, farklı beklentiler içine girenler… Hayatın akışı içerisinde, beklentilerinin hangi doğrultuda olduğunu iyi idrak etme temennisinde olmalılar. O'nun, yani Yüce Yaratıcının rızasının hangi işlerde ve zamanlarda olduğunun bilinci içerisinde bir lütf-u ilahi olan şu mübarek "namaz" ve bu müstesna buluşmanın "vaktini" beklerken, bu mübarek anların bizlere kazandıracağı manevi boyutunu, bir arınma vesilesi yapanlara aşk olsun! 

Abdullah b. Ömer (ra) anlatıyor: "Rasûlullah (sav) ile beraber akşam namazını kıldık. Cemaatin bir kısmı gittiler, bir kısmı da ibadete devam ettiler. Bir ara Rasûlullah (sav) nefes nefese, eteklerini sıvamış, koşarak geldi ve şöyle buyurdu: 
"Müjdeler olsun size! Rabbiniz göğün bir kapısını açtı. Kullarıma bakın! Bir farz namazı kıldıktan sonra diğerine hazır bekliyorlar" buyurarak, sizinle meleklere övünüyor." (İbn Mace) 
İşte bu bekleyiş, bu kutlu zaman dilimi, hayatın gülistana döndüğü demlerdir. Rengarenk çiçeklerin, dağılıp savrulan yapraklarını bir araya topladığı anlar, çorak toprakların suyu beklediği gibi… sonra, yağmurun bardaktan boşanırcasına bir bahar akşamında toprağa yansıması gibi… "ey bana Yüceler Yücesi Rabbimden lütfedilen muhteşem namaz seni bekliyorum" demeyi ne çok isterdim. Bu özlemimizi her iki namaz vakti arasına sığdırmayı bahşetsin bize Yaratan. 

Namaz, Müminin hakiki hürriyete kanatlanışını ifade eder. Her türlü maddi kayıtlardan ve prangalardan kurtuluşunu, maddi sınırların ötesinde manevi âlemlere seyrini gerçekleştirir. Mümin, bir 'Hayy', 'Lâyemut' (ölmez) ve Samed olan 'ın huzuruna yükselirken, Namaz'la hakiki hürriyetin hazzını yaşar… 

Ya ezanlar… Şu mübarek ezanlar da birer hürriyet çağrısı değil midir? Kollarını semaya uzatmış muhteşem mabetlerden yankılanan, günde beş vakit "-u Ekber!" nîdasının ardından, vaktin geldiğinin ve bu kutlu davete icabet etmenin heyecanını yaşarken… Her "hayyaale'l felâh" çağrısının özünde, "dünya zindanından, günah bataklarından kurtuluşa geliniz!" davetini duyarız an be an. Her namaz vaktinde yeni bir şevk ve neşve ile Hakka boyun eğmenin onurunu yaşar Müslümanlar… 

İnsani ve ahlaki duyguların ön plana çıktığı bir mağfiret, bir bağışlanma vesilesi ve kulluk gibi muhteşem bir payenin tezahürü bu bekleyişler… 
Günde beş vakit Yaratıcı ile muhatap anı, insana varlık idrakini tattıran, hayatın ötesine pencereler açabilmemizi sağlayan ve gafletten uyanmaya sevkeden bu müstesna kutlu dakikaları, her dem iştiyakla bekleyenlerden oluruz inşaAllah

 Kullanıcı avatarı                   Ebru resimleri             

Ya RAB!. Sevginin sağnak yağmurları altında sırılsıklam ıslat beni !...

 

Ve secde... Teşekkürün son haddi. Dünyadan tamamen soyulmanın gerçek anı. Şeytanı; deliye, divaneye çeviren bir amel. İsterseniz secdeye varmış müslümanın o haldeki mahiyetine kısa bir göz atalım, perdeyi hafifçe açıp bakalım...
"Secde et ki yaklaşasın." (23) Emir büyük yerden. Secdeli müslüman ne mutlu sana... İsmini şeytan defterinden sildirdin... Benî Adem defterine kaydettirdin. Şeytan seninle bir adamını daha kaybetti :
"Eyvahlar olsun. Adem oğlu secde ile emrolundu ve secde etti de cenneti kazandı. Ben ise secde ile emredildiğim halde ayağımı direttim de yerim ateş oldu."
"Onlar, büyüklük taslamayarak yüzü üstü secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile teşbih ederler." (24)
Tebrik ederiz seni müslüman. Meleklere ve kâinata öyle bir poz verdin ki bunlar bir gün gelecek tab edilecek, ilâhî divanda dosyandan çıkacaktır. Şerefli alnını hakir toprağa koyduğun başların, artık Hakk katında değerlendirilmiş ve "Secde izinden (meydana gelen) nişanları yüzlerindedir." (25) ayeti ile müsbette tescilli kullardan olsun.
Secdeye memur olan uzuvlarını onları yaratandan başkası namına zMlete uğratmadın, alçalmadın, adi-leşmedin. Tağutlara bir kuvvetli şamar daha vurdun.
"Ey iman edenler, rükû ve sücûd ile namaz kılınız." (26) Müslüman olduğun için bu ayete uydun, alın ve burnunu, iki el ve iki dizini birde iki ayağını bu ayetin emri istikametinde kullandın.
Fırsatı değerlendiren mü'min, bu feyizli anında hamd ve teşbihi elden bırakmaz. En büyük olan Rabbimi tenzih ederim, Sübhane RabbiyelA'la... Ervah-ı ezelde de zaten ruhu ile secdeye varmıştı. Gayb aleminde verdiği sözü şimdi şuhûd aleminde isbatlıyor... Secdede iken yine kulaklarına, gönlüne bir hal gelir :
"Secdeden başını kaldır da, yapmış olduklarından haber ver, diye tekrar ferman gelir. O musallî ikinci defa başını kaldırırsa da utandığından yine yılan gibi yüzü üstüne düşer... Cenab-ı Hakk ona tekrar buyurur ki, başını kaldır ve izah etki yaptıklarını senden birer birer ve inceden inceye soracağım... Hakkın heybetli hitabı namaz kılan kimsenin ruhuna tesir eylediğinden ayakta duracak kuvveti kalmaz... O ağır yükün sikletiyle kaideye oturur..." (27)
Secde hali, lafla izah edilemez. Cümleler onu izahtan mahrumdur. O hal kişinin maneviyatı ile irtibatlıdır. Biz de burasını bu kadar izah edip fazla üzerinde durmuyoruz. Teferruatta kalan kısımlarına hiç dokundurmuyoruz. Fıkhî yönleri ise ileride izah edilecektir.
Manevi bir ağırlığın altında ayağa kalkacak dermanı kalmamış mü'minin, secdelerinden sonra oturmasındaki hikmetleri söyleyip, böylece bu mevzuyu keserek, namazın fıkıhla ilgisini izah edeceğiz...
22-) Mesnevi : 3/184-185. 
23-) Alak Suresi 19
24-) Secde Suresi : 15 
25-) Feth Suresi : 19 
26-) Hac Suresi : 77.
 

                                                   
    Kullanıcı avatarı                                      Ebru resimleri             

Dini yalnızca bir vicdanî kabulden ibaret görenler ve ibadet ü tâatı devreden çıkaranlar, mesleklerini din kategorisi içinde mütalaa ettikleri halde hiç farkına varmadan şirke girmekten kurtulamamışlardır. Evet, dinin direği namazdır. Namaz, mü’minin günde en az beş defa içine girip temizlendiği sonsuzluğa doğru akıp giden bir tövbe ırmağı ve arınma kurnasıdır. O, savaş meydanında mücadelenin kızıştığı en tehlikeli anlarda bile hakkı verilmesi gereken çok önemli bir vazife, emin bir sığınak, mühim bir kurbet vesilesi ve en kısa bir vuslat yoludur. Namazın bu hususiyetlerinden dolayıdır ki, Asr-ı saadetten günümüze kadar Hak dostları onu hayatlarının merkezine koymuş ve farzları ikâme etmekle yetinmeyerek her gün yüzlerce rek’at nafile kılmayı itiyad haline getirmişlerdir.




Kullanıcı avatarı
Ebü Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraber mescidde idik. O esnada bir adam geldi ve:
"Ey Allah'ın Resülü, ben bir hadd işledim, bana cezasını ver!" dedi, Resülullah adama cevap vermedi. Adam talebini tekrar etti. Aleyhissalâtu vesselâm yine sükut buyurdu. Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kılındı. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıkınca adam yine peşine düştü, ben de adamı takip ettim. Ona ne cevap vereceğini işitmek istiyordum. Efendimiz adama:
"Evinden çıkınca abdest almış, abdestini de güzel yapmış mıydın?" buyurdu. O:
"Evet ey Allah'ın Resülü!" dedi. Efendimiz:
"Sonra da bizimle namaz kıldın mı?" diye sordu. Adam:
"Evet ey Allah'ın Resülü!" deyince, Efendimiz:
"Öyleyse Allah Teâlâ hazretleri haddini -veya günahını demişti- affetti" buyurdu
."

 

 Kullanıcı avatarı
, bizzat Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’den rivayet edilmiş olmasa da, selef-i salihînin bazen ilavelerdebulunarak bazen de biraz kısaltarak, zaman zaman daha farklı ifadelerle seslendirdikler
Abdest dualardır ve asıl itibarıyla yine Sevgili Peygamberimizin mübarek sözlerine gidip dayanırlar. Hak dostlarının dilinden dökülen ve onların engin mülahazalarının
 seslendirilmesinden ibaret olan bu içli niyazlar,okuyan kimseleri çok farklı iklimlere çeker götürür, gönüllerini en samimi hislerle doldurur ve içlerini ibadet aşk u şevkiyle donatırlar.
 
Namaz yolcuları, elden geldiğince bu duaları okumaya özen göstermeli ya da hiç olmazsa onların ihtiva ettiği manaları zihinlerinden geçirip o yüce duygularla Cenâb-ı Hakk’a yönelmelidirler.
 
              Kullanıcı avatarı                                 Ebru resimleri       
1. Abdeste Başlarken:بِاللهِمِنَالشَّيْطَانِالرَّجِيمِبِسْــمِاللهِالرَّحْمنِالرَّحِيمِبِسْمِ 
أَعُوذُ
اللهِالْعَظِيمِوَالْحَمْدُلِلّهِعَلَىدِياْلإِسْلاَمِ

“Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm, Bismillâhi’r-rahmani’r-rahîm, Bismillâhilazîm ve’l-hamdülillâhi alâ dini’l-İslâm”

“Dergâh-ı İlâhi’den kovulmuş ve sonsuz rahmetten nasipsiz kalmış şeytandan Allah’a sığınırım; engin rahmet sahibi ve yegâne merhametli Rahman ü Rahîm’in adıyla başlarım; Yüce Allah’ın ismini anarak başlarken beni İslâm dini ve akidesi üzere yarattığı için O’na hamd ederim.”  

2. Besmeleden Sonra Suya Temas Ederken:

اَلْحَمْدُ
لِلّهِالَّذِيجَعَلَالْمَاءَطَهُوراًوَجَعَلَاْلإِسْلاَمَنُورًا

“Sonsuz hamd ü senâ olsun Allah’a ki, İslam’ı bizim için bir ışık kaynağı ve suyu maddî kirlerimizden arındıran tertemiz bir nezafet vesilesi kıldı.”
“Elhamdülillâhillezi ceale’l-mâe tahûren ve ceale’l-İslâme nûran”
  

3. Mazmaza (ağıza su verme) Anında:
اَللّهُمَّأَعِنِّيعَلَىتِلاَوَةِالْقُرْأنِوَذِكْرِكَوَشُكْرِكَوَحُسْنِ
 
عِبَادَتِكَاَللّهُمَّاسْقِنِيمِنْحَوْضِنَبِيِّكَكَأْساًلاَأَظْمَأُبَعْدَهُأَبَداً
 
“Allâhümme eı’nnî alâ tilâveti’l-Kur’âni ve zikrike ve şükrike ve hüsn-i ibâdetike. Allahümme’skınî min havdi Nebiyyike ke’sen lâ azmeu ba’dehü ebeden.”
 
“Allah’ım, Kur’ân-ı Kerimi okuma, Seni her zaman gönülden anma, Sana layıkıyla hamd ü senâda bulunma ve en güzel şekilde kulluk yapma hususlarında yardımını istirham ederim. Allahım, bana Rasûl-ü Ekrem’in havzından kana kana içmek nasip eyle; öyle içeyim ki bir daha da ebediyyen susamayayım.” 
 

4. İstinşak (buruna su verme) Sırasında:

اَللّهُمَّ
أَرِحْنِيرَائِحَةَالْجَنَّةِوَارْزُقْنِيمِنْنَعِيمِهَاوَلاَتُرِحْنِيرَائِحَةَالنَّارِ
“Allâhümme erihnî râihate’l Cenneti verzuknî min naîmihâ velâturihnî râihate’n-nâri.”
 
“Allahım, burada ruhuma ötelerin esintisini duyur, ahirette de Cennetin hoş rayihasını koklat, onun nimetlerinden beni de rızıklandır; Cehennemin mülevves kokusunu duyurmakla azap etme.”

5. Yüzü Yıkarken:بَيِّضْوَجْهِيبِنُورِكَيَوْمَتَبْيَضُّوُجُوهُأَوْلِيَائِكَوَتَسْوَدُّوُجُوهُأَعْدَائِكَ
“Allah’ım, dostlarının yüzlerini ağartıp nurlandırdığın, hasımlarının çehrelerinin ise kapkara olduğu gün yüzümü ağart, beni de nurlandır.”
اَللّهُمَّ
“Allâhümme beyyid vechî binûrike yevme tebyaddu vücûhu  evliyâike ve tesveddü vücûhu e’dâike.”
  

6. Sağ Elden Dirseğe Kadar Yıkarken:أَعْطِِنِيكِتَابِيبِيَمِينِيوَحَاسِبْنِيحِسَابًايَسِيرًا
اَللّهُمَّ
“Allâhümme a’tınî kitâbî biyemînî ve hâsibnî hisâben yesîran.”
 
“Allahım, hayatımın hesabını soracağın gün muhasebemi kolaylaştır ve amel defterimi sağ elime ver.”  

7. Sol Elden Dirseğe Kadar Yıkarken:

اَللّهُمَّ
لاَتُعْطِنِيكِتَابِيبِشِمَالِيوَلاَمِنْوَرَاءِظَهْرِيوَلاَتُحَاسِبْنِيحِسَابًاشَدِيدًا

“Allahım amel defterimi sol elimden ya da arkamdan verme;verme ki, koskoca bir ömrü heder etmiş talihsizler arasında yer almış olmayayım; beni altından kalkamayacağım şekilde sorgu suale çekerek mahcup eyleme!”
“Allâhümme lâtu’tinî kitâbî bişimâlî velâ min verâi zahrî velâtühâsibnî hisâben şedîden.”
  
 

8. Başı Meshetme Esnasında:

اَللّهُمَّحَرِّمْشَعْرِيوَبَشَرِيعَلَىالنَّارِوَأَظِلَّنِيتَحْتَظِلِّعَرْشِكَيَوْمَلاَظِلَّإِلاَّظِلُّعَرْشِكَ
“Allâhümme harrim şa’rî ve beşerî ale’n-nâri ve ezıllinî tahte zılli arşike yevme lâzılle illâ zıllu arşike.”
 
“Allahım, saçımı ve cildimi ateşten koru; Senin arşının gölgesinden başka sığınılacak bir yer bulunmayan mahşer gününde beni de arşının himayesine al.”  
 
9. Kulakları Yıkarken:اجْعَلْنِيمِنَالَّذِينَيَسْتَمِعُونَالْقَوْلَفَيَتَّبِعُونَأَحْسَنَهُ
اَللّهُمَّ
“Allâhümmec’alnî minellezîne yestemîune’l-kavle feyettebiûne ahseneh.”
“Allahım, beni faydalı sözleri dinleyip onların en güzeline uyanlardan eyle.”
 

10. Boyuna Mesh Etme Sırasında:أَعْطِقْرَقَبَتِيمِنَالنَّارِوَاحْفَظْنِيمِنَالسَّلاَسِلِوَاْلأَغْلاَلِ
اَللّهُمَّ
“Allâhümme a’tik rakabetî mine’n-nâri vehfaznî mine’s-selâsili ve’l-eğlâl.”
 
“Allahım, beni Cehennem ateşinden azad eyle; boynumu ateş zincirlerinden, ayaklarımı kızgın bukağılardan koru.”
 
11. Sağ Ayağı Yıkarken:ثَبِّتْقَدَمَيَّعَلَىالصِّرَاطِيَوْمَتَزِلُّفِيهِاْلأَقْدَامُ

“Allahım, ayakların kaydığı o gün Sırat köprüsünde ayaklarımı kaydırma ve beni Cennete yürürken yolda kalanlardan kılma.” 
اَللّهُمَّ
“Allâhümme sebbit kademeyye ales’sırâtı yevme tezillü fîhi’l-akdâm.”

12. Sol Ayağı Yıkarken:اجْعَلْلِيسَعْيًامَشْكُورًاوَذَنْبًامَغْفُورًاوَعَمَلاًمَقْبُولاًوَتِجَارَةًلَنْتَبُورَ
اَللّهُمَّ
“Allâhümmec’allî sa’yen meşkûran ve zenben mağfûran ve amelen makbûlen ve ticâraten len tebûr.”

“Allahım, sa’y ü gayretimi bol bol ihsanlarla mükafatlandır; günahlarımı mağfur eyle, beni bağışla; amellerimi makbul kıl,  bana kârlı bir ticaret lütuf buyur ve hiç zarar ettirme.”  
 
13. Abdest Tamamlanınca:
اجْعَلْنِيمِنَالتَّوَّابِينَوَاجْعَلْنِيمِنَالْمُتَطَهِّرِينَوَاجْعَلْنِيمِنْعِبَادِكَالصَّالِحِينَ
اَللّهُمَ
“Allâhümmec’alnî mine’t-tevvâbîne vec’alnî mine’l-mütetahhirîne vec’alnî min ıbâdike’s-sâlihîn.”
 
“Allahım, beni, sürekli tevbe eden, temizliği tabiatının bir yanı haline getirip günahlarından arınan ve hep hayırlı işler peşinde koşturan salih kullarından eyle.”
 
14. En Sonunda Kıbleye Dönerek:أَنْلآإِلهَإِلاَّاللهُوَأَشْهَدُأَنَّمُحَمَّدًاعَبْدُهُوَرَسُولُهُ
أَشْهَدُ
“Eşhedü en lâilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve rasûlühu.”

“Şehadet ederim ki, Allah yegâne ilahtır, hakiki ma’bud O’dur; yine şehadet ederim ki, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) O’nun kulu ve rasûlüdür.”
    Kullanıcı avatarı                                         Ebru resimleri     

Dökülen Günahların Çığlıkları

 

Mü’min -veya müslüman- bir kul abdest aldı mı yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya suyun son damlasıyla- yüzünden dökülür iner,

Ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte -veya suyun son damlasıyla- ellerinden dökülür iner.

Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile -veya suyun son damlasıyla- dökülür iner.

Öyle ki abdest tamamlanınca- günahlarından arınmış olarak tertemiz çıkar.MUSLIM..

Namaz yaklaşırken hatırlatmalarda bulunalım, hazırlık yapalım ;

 1. Abdeste Başlarken:

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْــمِ اللهِ الرَّتْمنِ الرَّتِيمِبِسْمِ اللهِ الْعَظِيمِ وَالْتَمْدُ لِلّهِ عَلَى دِينِ اْلإِسْلاَمِ

“Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm, Bismillâhi’r-rahmani’r-rahîm, Bismillâhilazîm ve’l-hamdülillâhi alâ dini’l-İslâm”

“Dergâh-ı İlâhi’den kovulmuş ve sonsuz rahmetten nasipsiz kalmış şeytandan Allah’a sığınırım; engin rahmet sahibi ve yegâne merhametli Rahman ü Rahîm’in adıyla başlarım; Yüce Allah’ın ismini anarak başlarken beni İslâm dini ve akidesi üzere yarattığı için O’na hamd ederim.”

2. Besmeleden Sonra Suya Temas Ederken:

اَلْتَمْدُ لِلّهِ الَّذِي جَعَلَ الْمَاءَ طَهُوراً وَجَعَلَ اْلإِسْلاَمَ نُورًا

“Elhamdülillâhillezi ceale’l-mâe tahûren ve ceale’l-İslâme nûran”

“Sonsuz hamd ü senâ olsun Allah’a ki, İslam’ı bizim için bir ışık kaynağı ve suyu maddî kirlerimizden arındıran tertemiz bir nezafet vesilesi kıldı.”

3. Mazmaza (ağıza su verme) Anında:

 اَللّهُمَّ أَعِنِّي عَلَى تِلاَوَةِ الْقُرْأنِ وَذِكْرِكَ وَشُكْرِكَ وَتُسْنِ عِبَادَتِكَاَللّهُمَّ اسْقِنِي مِنْ تَوْضِ نَبِيِّكَ كَأْساً لاَ أَظْمَأُ بَعْدَهُ أَبَداً

“Allâhümme eı’nnî alâ tilâveti’l-Kur’âni ve zikrike ve şükrike ve hüsn-i ibâdetike. Allahümme’skınî min havdi Nebiyyike ke’sen lâ azmeu ba’dehü ebeden.”

“Allah’ım, Kur’ân-ı Kerimi okuma, Seni her zaman gönülden anma, Sana layıkıyla hamd ü senâda bulunma ve en güzel şekilde kulluk yapma hususlarında yardımını istirham ederim. Allahım, bana Rasûl-ü Ekrem’in havzından kana kana içmek nasip eyle; öyle içeyim ki bir daha da ebediyyen susamayayım.”

 4. İstinşak (buruna su verme) Sırasında:

اَللّهُمَّ أَرِتْنِي رَائِتَةَ الْجَنَّةِ وَارْزُقْنِي مِنْ نَعِيمِهَا وَلاَ تُرِتْنِي رَائِتَةَ النَّارِ

“Allâhümme erihnî râihate’l Cenneti verzuknî min naîmihâ velâturihnî râihate’n-nâri.”

“Allahım, burada ruhuma ötelerin esintisini duyur, ahirette de Cennetin hoş rayihasını koklat, onun nimetlerinden beni de rızıklandır; Cehennemin mülevves kokusunu duyurmakla azap etme.”

 5. Yüzü Yıkarken:

اَللّهُمَّ بَيِّضْ وَجْهِي بِنُورِكَ يَوْمَ تَبْيَضُّ وُجُوهُ أَوْلِيَائِكَ وَتَسْوَدُّ وُجُوهُ أَعْدَائِكَ

“Allâhümme beyyid vechî binûrike yevme tebyaddu vücûhu evliyâike ve tesveddü vücûhu e’dâike.”

“Allah’ım, dostlarının yüzlerini ağartıp nurlandırdığın, hasımlarının çehrelerinin ise kapkara olduğu gün yüzümü ağart, beni de nurlandır.”

 6. Sağ Elden Dirseğe Kadar Yıkarken:

اَللّهُمَّ أَعْطِِنِي كِتَابِي بِيَمِينِي وَتَاسِبْنِي تِسَابًا يَسِيرًا

“Allâhümme a’tınî kitâbî biyemînî ve hâsibnî hisâben yesîran.” 

“Allahım, hayatımın hesabını soracağın gün muhasebemi kolaylaştır ve amel defterimi sağ elime ver.”

7. Sol Elden Dirseğe Kadar Yıkarken: 

اَللّهُمَّ لاَ تُعْطِنِي كِتَابِي بِشِمَالِي وَلاَ مِنْ وَرَاءِ ظَهْرِي وَلاَ تُتَاسِبْنِي تِسَابًا شَدِيدًا

“Allâhümme lâtu’tinî kitâbî bişimâlî velâ min verâi zahrî velâtühâsibnî hisâben şedîden.”

“Allahım amel defterimi sol elimden ya da arkamdan verme; verme ki, koskoca bir ömrü heder etmiş talihsizler arasında yer almış olmayayım; beni altından kalkamayacağım şekilde sorgu suale çekerek mahcup eyleme!” 

8. Başı Meshetme Esnasında: 

اَللّهُمَّ تَرِّمْ شَعْرِي وَبَشَرِي عَلَى النَّارِ وَأَظِلَّنِي تَتْتَ ظِلِّ عَرْشِكَ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّ عَرْشِكَ

“Allâhümme harrim şa’rî ve beşerî ale’n-nâri ve ezıllinî tahte zılli arşike yevme lâzılle illâ zıllu arşike.” 

“Allahım, saçımı ve cildimi ateşten koru; Senin arşının gölgesinden başka sığınılacak bir yer bulunmayan mahşer gününde beni de arşının himayesine al.”

9. Kulakları Yıkarken:

اَللّهُمَّ اجْعَلْنِي مِنَ الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَتْسَنَهُ

“Allâhümmec’alnî minellezîne yestemîune’l-kavle feyettebiûne ahseneh. 

“Allahım, beni faydalı sözleri dinleyip onların en güzeline uyanlardan eyle.”

10. Boyuna Mesh Etme Sırasında:

اَللّهُمَّ أَعْطِقْ رَقَبَتِي مِنَ النَّارِ وَاتْفَظْنِي مِنَ السَّلاَسِلِ وَاْلأَغْلاَلِ 

“Allâhümme a’tik rakabetî mine’n-nâri vehfaznî mine’s-selâsili ve’l-eğlâl.”

 “Allahım, beni Cehennem ateşinden azad eyle; boynumu ateş zincirlerinden, ayaklarımı kızgın bukağılardan koru.”

11. Sağ Ayağı Yıkarken:

اَللّهُمَّ ثَبِّتْ قَدَمَيَّ عَلَى الصِّرَاطِ يَوْمَ تَزِلُّ فِيهِ اْلأَقْدَامُ

“Allâhümme sebbit kademeyye ales’sırâtı yevme tezillü fîhi’l-akdâm.” 

“Allahım, ayakların kaydığı o gün Sırat köprüsünde ayaklarımı kaydırma ve beni Cennete yürürken yolda kalanlardan kılma.”

12. Sol Ayağı Yıkarken:

اَللّهُمَّ اجْعَلْ لِي سَعْيًا مَشْكُورًا وَذَنْبًا مَغْفُورًا وَعَمَلاً مَقْبُولاً وَتِجَارَةً لَنْ تَبُورَ

“Allâhümmec’allî sa’yen meşkûran ve zenben mağfûran ve amelen makbûlen ve ticâraten len tebûr.” 

“Allahım, sa’y ü gayretimi bol bol ihsanlarla mükafatlandır; günahlarımı mağfur eyle, beni bağışla; amellerimi makbul kıl, bana kârlı bir ticaret lütuf buyur ve hiç zarar ettirme.”

13. Abdest Tamamlanınca:

اَللّهُمَ اجْعَلْنِي مِنَ التَّوَّابِينَ وَاجْعَلْنِي مِنَ الْمُتَطَهِّرِينَ وَاجْعَلْنِي مِنْ عِبَادِكَ الصَّالِتِينَ

Allâhümmec’alnî mine’t-tevvâbîne vec’alnî mine’l-mütetahhirîne vec’alnî min ıbâdike’s-sâlihîn.” 

“Allahım, beni, sürekli tevbe eden, temizliği tabiatının bir yanı haline getirip günahlarından arınan ve hep hayırlı işler peşinde koşturan salih kullarından eyle.”

14. En Sonunda Kıbleye Dönerek:

أَشْهَدُ أَنْ لآ إِلهَ إِلاَّ اللهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُتَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ

Eşhedü en lâilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve rasûlühu.” 

“Şehadet ederim ki, Allah yegâne ilahtır, hakiki ma’bud O’dur; yine şehadet ederim ki, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) O’nun kulu ve rasûlüdür.”
                                                  

 Kullanıcı avatarı

 





                        
Namaz; 
……… gözlerimdeki perde, 
……… göğüs kafesimdeki kuş 
……… dilimdeki hece, 
……… beynimdeki düş. 

Namaz; 
……… sabah ve gece, 
Ruhaniyetimdeki en güzel ece

-------------------

Müslüman, namaz kılarken günahları başı üzerine konur. Her secde ettiğinde başından dökülür. Namazı bitirince hiçbir günahı kalmaz. [Taberani]
                                     

             Kullanıcı avatarı                 Ebru resimleri  

Dikkat edin! ALLAH'ın dostları namaz kılanlardır
                                    
     
Günde 40 rek’at namaz kılıyoruz. Bu 40 rek’atın 17’si farz, 3’ü vâcib, 20’si sünnettir.
• Bir senede 14.600 rek’at namaz kılıyoruz.
• Ramazan’da 600 rek’at teravih namazı kılıyoruz.
• Toplam bir yılda 15.200 rek’at namaz kılmış oluyoruz.
• Akşam namazından sonra kılınan evvabin namazı, kuşluk vaktinde kılınan duha namazı, gece kılınan teheccüd namazı gibi nâfile namazlar 15.200 rek’at sayısı dışındadır.

Namaz kılan bir mü’min bir günlük namazında neyi ne kadar zikrediyor; hiç düşündünüz mü Gelin ortalama bir rakam çıkaralım:

Namaz kılan bir mü’min bir günde en az

– 40 def’a Besmele çekiyor.

– 40 def’a Fatiha sûresini okuyor.

– 80 def’a Rabb’imizin er-Rahman ismini söylüyor.

– 80 def’a er-Rahim ismini söylüyor.

– 213 def’a Allah-u Ekber diyor.

– 120 def’a Sübhane Rabb’iye’l-Azim, diyor.

– 240 def’a Sübhane Rabbiye’l-Âlâ, diyor.

– 15 def’a Sübhaneke duâsını okuyor.

– 40 def’a Semi Allahu limen hamideh diyor.

– 40 def’a Rabbena ve leke’l-hamd diyor.

– 40 def’a Âmin (Ya Rabbî! Duâlarımı kabul buyur) diyor.

– 33 def’a Zamm-ı Sûre okuyor.

– 21 def’a Ettahiyyatü’yü okuyarak Peygamberimize selâm gönderiyor.

– 21 def’a Kelime-i Şehadet’i söylüyor.

– 26 def’a omuzundaki meleklere ve yanlarındaki Müslümanlara Selâm veriyor.

– 13 def’a Allahümme ente’s-Selâmü ve Minke’s-Selâmu Tebârekte ya Zelcelâli ve’l-ikrâm, diyor.

– 13 def’a Rabbenâ Âtina, duâsını okuyor.

– 13 def’a Rabbenâğfirli, duâsını okuyor.

– 15 def’a Allahümme Salli selâvatını okuyor.

– 15 def’a Allahümme bârik selavatını okuyor.

– 15 def’a Euzübillâhimineşşeytânirrâcîym diyerek şeytanın şerrinden Allah’a sığınıyor.

Bu zikrettiklerimiz sâdece namazın içinde okunanlardır. Namazdan önce ve sonra okunanlar ve tesbihatlar bu rakamların dışındadır.

60 yıl yaşayıp da kulluğunun gereklerini yerine getiren bir mü’minin yaptıklarını ve söylediklerini bu kadar yıl hesabıyla hesaplayın bakalım, ne çıkacak karşınıza.

Ya kulluk şuurundan uzak, ibâdetlerden mahrum ömrünü zilletle geçirmiş bedenini ibâdetsizlik illeti (hastalığı) istila etmiş olanlara ne diyeceksiniz. Gerçekten çok büyük kayıp içindeler değil mi?
Allah şerlerinden korusun ve kurtarsın...<!-- Kullanıcı avatarı
            beni terk etme namazım



"Beni terk etme namazım"

Ben unutkanım, cahilim, yanılanım…..

Ne olur sen bırakma beni, terk etme, İbrahim a.s, Musa a.s' ı terk etmediğin gibi…

Nefsim ve şeytan uzaklaştırmaya çalıştıkça seni benden, sen daha da çok yaklaş bana, izin verme seni bırakmama…

Arkadaşım ol, canım ol, dostum ol

Eyy dosta ulaştıran,

Sevgiliye götüren aracısız, araçsız Yaradan’a götüren…

Sessiz feryatlarımın içinde boğulmama izin verme, ben acizim unutuyorum, sen hatırlat bana Yaratıcının varlığını, sıkılmışlığımın, horlanmışlığımın, çaresizliğimin, bataklığa düşüşümün tam ortasında yakala kollarımdan izin verme düşmeme…

Ne olur terk etme beni…

Mahcupluğum, günahkar oluşumdan faydalanıp iş başında olan şeytana, esir olmama izin verme…Senden başkasına Yârim dedirtme…

Mahrum bırakma, beni senden, ben gidecekken sen tut beni…

Gözümün nuru, gönlümün ışığı, sevdalım, beş vakitte Cebrail a.s, Peygamberim ve Rabbimin konuşmasını hatırlatanım.

Örtüme bürünüp uyumama izin verme gündüze en yakın olan o anda… Beş dakika daha uyumama izin verme, gecenin en bereketli o anında şeytana yoldaş olmama izin verme, çünkü ben bir daha hiç o günde olmayacağım, gitmiş olacak giden…

Zayıfım, acizim, unutkanım, yanılırım, biçareyim, NE OLUR TERK ETME BENİ!!!

Gözyaşları mı barındır sularında, vuslatım ol her seferinde…Sular gibi çağlasın yüreceğim beni her çağırışında…Alemlerin Rabbine kavuşturacağın her anda, koşar adımlarla geleyim sana…

Elimin tersiyle itekleyeyim tüm dünya telaşını, arkamda bırakayım... ‘U EKBER’ derken… Rabbim, "bu bel bir tek senin huzurunda bükülür" diyeyim seninle birlikte, bu alnım bir tek Sen’in huzurunda yere değer diyeyim…

Sen çağırdın… Ben geldim…. Huzura diyeyim. “Seninle birlikte gözümün nuru’

Arkadaş sohbetleri için seni kaçırmama izin verme…Alışveriş telaşı yüzünden senden uzaklaşmama izin verme…

Dünya’nın en tatlı geldiği anlarda, UNUTTURMA BANA KENDİNİ… Peygamberim ve dostları dizleri şişene kadar kılardı Seni… Bizler seni dizi keyfi için unutuyoruz… Eriniyoruz….

Eyy hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyan, unutmaya ve gaflete düşmeye müsait bir yaratığım ben…Hayatımın gerçek amacını unutturma bana… Rabbimle aramdaki o güçlü maneviyatın köprüsü, nefsime uyduğum anlarda, seni unutup dünyamın zindan olmasına izin verme…

Koylarına her gelişimde Rabbimin heybetini, azametini hissettir bana… Hani Hz. İsa diyor ya! : “Şüphesiz ben 'ın kuluyum. Bana Kitabı verdi ve beni peygamber kıldı.” Nerede olursam olayım, beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana namazı ve zekatı emretti" (Meryem Suresi, 30-31)

Ve İbrahim a.s: “Rabbim, beni namazımda sürekli kıl” (İbrahim Suresi, 40)

(Rabbim bizi de sende sürekli kılsın inş…AMİN )

Ben çabuk bıkarım, ağır gelebilirsin bazen bana… İstemesem de seni, sen iste beni, arkanı dönüp gitme sakın… Sıkıya gelemem bilirsin… Uykumun en tatlı anında, sohbetin en koyu anında geldiğinde olur bana, işte o anlarda, yaa kazaya bırakırsın ne olacak diyen şeytana inat…

TUT VE SALLA BENİ…

NE OLUR BIRAKMA LANETLENMİŞ OLANA

AL VE GÖTÜR BENİ YARATANA

BAZEN AŞK İLE

BAZEN ERİNEREK

BAZEN SÜRÜKLEYEREK

BAZEN KOŞARAK

AMA GÖTÜR NASIL OLURSA OLSUN GÖTÜR BENİ

BENİ BIRAKMA, NE OLUR TERKETME BENİ...


"Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile 'tan yardım isteyin. Çünkü muhakkak sabredenlerle beraberdir." (Bakara-153)

Rabbim hepimizi bir seccade boyu namazlardan korusun inş. Dosdoğru namazını kılanlardan olmak duası ile
__________________                                                                                  

NAMAZ - NAMAZIN ÖNEMİ


Eğer Islâm`ı tek kelime ile anlatmamız istense, "Namaz" diyebiliriz. Bu yüzden Allah Rasülü namazı, "dinin orta direği" diye nitelemiştir.(el-Hindî age. I/278 (1372), Ebu Naîm`den.)

İnsanlar Allah`ı tanımak için yaratılmışlardır. (K. ez-Zâriyat (51 ) 56: Ayrıca bk, Aclûn[M1>î[M2>, Kesfu`I-hafâ N/173.) Allah`ı iyi tanımışlığın en güzel göstergesi namazdır.

Namazın toplayıcılık niteliği vardır. Onda her türlü ibadetten bir parça bulunur. (Imam Rabbani Mektubat`ında bunu güzel izah eder.)

Namazı Yaratıcımız (c.c.) imana denk tutmus ve kıble değiştiginde, "geçmiş namazlarımız boşa mi gitti?" diye soranlara, "Allah sizin imanınızı zayi etmez" buyurarak, namazdan "iman" diye söz etmiştir. (K. Bakara (2) 143.)

Bu yüzden sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)`in arkadaşları da: "Biz namazdan başka hiçbir ibadeti terketmeyi küfre yani. kâfir olmaya denk saymazdık" demişlerdir.

Dünyada en üst makamdan en aşağı görülenine kadar herkesi aynı safta toplayıp, Allah`ın karşısında hepsinin insan olarak eşit olduklarını namaz kadar vurgulayan bir başka eylem yoktur.

İnsanın bedeninin gıdaya ve çeşitli vitaminlere ihtiyacı olduğu gibi, ruhunun da gıdaya ve vitaminlere ihtiyacı vardır. Ruhun temel gıdası namazdır. Ve insanın bedeni çeşitli kirlerle kirlendigi gibi ruhu da kirlenir. Namaz bu her iki kiri de temizler.

Namaz insanı yalnızlık duygusundan kurtarır. Günde en az beş defa tekbir alırken dünyayı ve içinde bulunanları arkasına atan, bu hareketiyle en azından şunları demek ister:

Bütün dünya bir yana olsa bana Allah`ım yeter. Ben ondan başka boyun eğecek kimse tanımıyorum.

Allah-u Ekber = En büyük Allah`tır, diyorum ve benim namazıma O`nun ihtiyacı olmadığını da böylelikle itiraf ediyorum.

Namaz sevgili Peygamberimiz aracılığıyla bizzat Yüce Allah`ımızın bize gönderdiği bir hediyedir; onu nasıl reddederiz?

Namaz Miraç hediyesi olmakla mü`minlerin Miracı sayılmıştır. Yani namaz insanı manâ âleminde alabildiğine yükselten bir asansördür. Ona tutunmayanlar aşağıların aşağısında kalacaklardır.

Namaza belki de en az muhtaç olan insan, Allah`ın Rasûlü Muhammed`dir. Ama o, aynı zamanda namazı en iyi anlayan insandır. Bu yüzden onun, ayakları şişecek kadar namaz kıldığıolurdu. Aişe annemiz ona bir seferinde acıyarak: "Ey Allah`ın Rasûlü, Allah senin geçmiş gelecek bütün günahlarını bağışladığını söylüyor, öyleyse kendini bunca yormak niçin?" diye sorduğunda O da:

"Sükreden bir kul olmayayım mi?" buyurmuştur. (Buharî tefsir 48, teheccüd 6; Müslim, münafikûn 79, 81.) Demek ki namaz, Allah`ımızın verdiği sayısız nimetlere karşı da bir şükür, yani tesekkürdür.

Artık kalp temizliğinin nasıl olduğunu daha iyi anlıyor olmalıyız. Demek ki, kalp temizliği namaz kılmamayı değil, daha çok kılmayı gerektirir.

Ancak namazın bütün bu iyi etkileri için bir şart vardır: Onu Allah`la yüzyüzeymis gibi kılmak. Yani "huşû" ya da "ihsan". Kendisini Allah`la konuşuyor sayarak o şekilde namaz kılmak. Onun için namaz kılanın önünden geçilmez. Konuşanlar, arasından geçmek terbiyesizliktir.

Bu yüzden Allah, kurtuluşa erecekler içerisinde öncelikle namazlarını "huşû" içinde kılanları sayar. ("Mû`minler elbette kurtulacaktır: Onlar ki, namazlarında huşuludurlar, boş şeylerden yüzçevirirler, zekâtlarını verirler, ırzlarını korurlar..:` K. Müminûn (23) 1-9.)

Bu yüzden Allah (c.c.) "Beni anmak için namaz kıl." (Tâ-hâ (20) 14.) buyurur. Demek ki namaz Allah`ı anmak yani zikretmek ve hatırlamak için kılınır.

Bu yüzden Allah (c.c.): "dosdoğru kılınan namaz insanları her kötülükten alıkoyar." (Akebût (29) 45.) buyurur. Bunu herkes, kırk gün değil, sadece bir hafta, hattâ bir gün huşû`lu namaz kılmakla açık seçik görür. Ama olabildiğince düşünerek, olabildiğince kontaktta.

Bu yüzden Allah Rasûlü dünya meşgaleleriyle yorulduğu ve sıkıldığızamanlarda: "Ey Bilal, kalk da bizi ferahlat!" (Ebû Dâvûd, edep 78; Müsned V/364, 371.) yani, ezan oku da namaz kılalım, buyururlardı.

Onun arkadaşlarından bazıları da namaza durduklarında Allah`tan başka her şeyi unuturlardı. Hattâ birisinin sırtına ok saplanmışti. Acısına dayanamadığı için çıkaramıyorlardı. Bu yüzden o namaza durduğunda çıkardılar. Duymamıştı bile. (Benzer bir olay için bk. Kandıhlevî, Hayâtu`s-sahabe NI/605.)

Bir başkası, namazda hatırına gelip kendisini Allah`ı anmaktan alıkoyduğu için, çok değerli hurma bahçesini Allah Rasûlü`ne bağışladı. (bk. Kandıhlevî age NI/544; Ibnü`I-münzir, et-Tergib I/316. )

Artık nasıl namaz kılmayız? Nasıl AlIah`a kulluğu kabullenmeyiz? Nasıl çocuğumuza namaz kıldırmamakla ona acıdığımızı zannederiz? Namazın yaşınıda, onu emreden belirliyor ve elçisine: "Çocuklarınız yedi yaşına gelince onlara namaz kılmayı öğretin ve onları namaza başlatin, on yaşına geldiklerinde de, eğer namaz kılmadıkları olursa, dövün, yataklarını da ayırın." dedirtiyor. Gerçekten de çocukken başlanılmayan şeylere sonradan alışmak çok zordur.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol